Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Osman Gâzi'nin, oğlu Orhan Gâzi'ye vasiyeti.
Orhan Gazi'nin geldiğini fark eden Osman Gazi, eliyle işaret ederek onu yanına oturttu. Sonra etrafındakilere onu yerine tayin ettiğini bildirdi. Evlatlarına ve kumandanlarına, Orhan Gazi'ye itaat edip, ona bey'at etmelerini emretti. Ardından Orhan Gazi'ye, Osmanlı Devleti'nin temel harcı mahiyetindeki şu vasiyet ile son îkazlarını yaptı: "Oğul! Biricik vasiyetim şudur ki, Allah buyruğundan başka bir iş işleme! Bilmediğini ehlinden sorup öğren! İyice öğrenmediğin bir şeyi yapmaya kalkışma! Askerlerine in'âm ve ihsânını eksik eyleme! Bil ki insan, ihsânın kuludur. Oğul! Dîn işlerini her şeyden öne al! Çünkü bir farzın yerine getirilmesini sağlamak, dîn ve devletin güçlenmesine sebep olur! Bunun için ulemâya hürmette ve onların hakkına riâyette kusur etme ki, şerîat işleri düzgün yürüsün! Nerede bir ilim ehli duyarsan, ona rağbet et; ikbal ve yumuşaklık göster! Ancak dînî gayreti olmayanları, sefih hayat yaşayanları ve tecrübe edilmeyen kimseleri, sakın devlet işine yaklaştırma! Zira Yaratan'ından korkmayan, yaratılanlara merhamet etmez! Zulüm ve bid'atlerden son derece uzak dur ki, seni yıkılışa sürüklemesin!.. Bil ki bizim mesleğimiz, Allah yoludur ve maksadımız da O'nun dînini yaymaktır. Bizim dāvāmız, kuru bir kauga ve cihangirlik dâvâsı değil, "ila- yı kelimetullah"tır, yani Allah'ın dinini yüceltmektir! Cihadı terk etmeyerek rûhumu şad et!.. Oğul! Benim hânedânımdan her kim doğru yoldan ve adaletten ayrılırsa, mahşer günü Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in şefâatinden mahrûm kalsın!.. Oğul! Allah celle celâlühû rızâsı için devlet hizmetlerinde ömrünü tüketen sådık adamlarına dâimâ vefâkâr ol! Onları gözet! Vefatlarından sonra da onların ailelerini koru!.. Devlete mânen güç veren fazilet sahibi sâlih âlimlere hürmet, ikram ve ihsanda bulun. Diğer bir ülkede olgun bir âlimin, bir ârifin, bir velînin bulunduğunu duyarsan, onu nezaket ve tâzimle memleketine dâvet et! Dîn ve devlet işleri, onların bereket ve himmetleri ile istikâmetlensin! Sakın orduna ve zenginliğine mağrûr olma! Benim şu hâlimden ibret al ki, şu anda güçsüz bir karınca gibiyim. Hiç lâyık olmadan, Allah -celle celâlühū-'nun birçok lûtuflarına mazhar oldum!.. Sen de benim yolumdan yürü!.. Allah'ın ve kullarının hakkını gözet! Beytülmâldeki gelirin ile kanâat et! Devletin zarûrî ihtiyaçlarının dışında sarfiyatta bulunma! Senden sonra gelecek nesil, seni kendilerine örnek alsın! Zulme meydan verme! Dâimâ adâlet ve insaf üzere ol! Her türlü işinde Allâh'a sığın, O'ndan yardım iste ve O'na ilticâ et!.." Bu sözlerle de bizzat Osman Gāzi tarafından beyliğin başına getirildiği tekrar te'yîd edilen Orhan Gâzi, babasının vefatından sonra riyaset yükünün ağır mes'ûliyetinin idraki ile büyük bir asâlet ve nezaket göstererek onu ağabeyi Alaaddîn'e teklif etti: "-Babamın bıraktığı tahta buyur sen otur!.." dedi. Tarihte eşine çok ender rastlanan bu tahta dâvet teklifi üzerine ağabeyi Alaaddîn de, kendisinin almış olduğu yüksek mânevî terbiye îcâbı gerçeği takdir ederek: "-Hayır! Cennet-mekân babamız bu vazifeyi sana tevdî buyurdu. Onun duâ ve himmetleri senin üzerindedir. O, kendi zamanında seni nasıl askerin başına serdar yaptıysa, şimdi dahî aynı vazife senindir; beylik sana yaraşır..." dedi.
Erkam yayınlarıKitabı okuyor
·
108 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.