Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Umarım benden bıkmazsın, seversin herkes önce sevdiğini söylerdi umarım sonra bırakmazsın. Söyledikten sonra ağzıdan bir laf çıktıktan sonra hele bir de inandırıcılığı varsa benim inanasım deli gibi kanacağım sevilmeye hasretle kaldığım zaman gelmişse, Yapamıyorum demezsin olmuyor demezsin senden önce başkası vardı seninle de onu unutma günlerinde rastgelmiştim. unutmadığından ona geri döneceğinin bahsini bile açmazsın. Ben kendimi kayırmadım hiç, ne okulda ne işte ne de herhangi bir ilişkimde. Verdiğim ödünler harcadığım kendimler uğradığım hayal kırıklıkları bir sürüydü. Yedi emim otoparkının bile alamayacağı kadar genişti çoktu. Eğer atlayacaksam şimdi atlardım keşke evim yeterince yüksek olsaydı. Beni ölüme götüren bir sözünden çok daha fazlasını duydum oysa başkaları bir sözle kolaylıkla karar alıp uygulayabilirlerdi. Ölümüne atlayış ölümüne kayboluş ölümüne sonsuzluk ve bekleyiş. Senin onu bırakıp beni ölümüne bekleyeceğini düşünemem. Sen onu bırakmamak için sanırım ölüme de bir çare ararsın ya da o. Put gibi bekliyorum. Anmıyorum düşünmüyorum çalıştırmıyorum saksıyı. Lütfen benimle böyle konuşma gayet medeni bir şekilde bekliyorum burada. Kışın ölmek için fazla soğuktu belki havalar ısınırsa parayı toplarsam yüksekçe bir eve taşınıp oradan atlarım diye hazirana erteledim ölümümü. Kendimi bir zehire dumana gaza kimyasala boğup bir şeyler mideye indirip ölümü hiç düşünmedim korkarım böyle şeylerden. Oysa atlamak öyle mi. Daha önce hiç atlamadım. Daha önce ölümü düşünmüşlüğü oldu ama hiç bir şeyin tepesine çıkıp bacaklarımı korkuluklardan geçirip nasıl olur acaba diye provalara girişmedim. Olmaz . bu gece de yanında yatan uyuyan sen uyurken uykusundan uyanıp seni uyandırmadan seninle sevişmeye girişen o adamı aklıma getirip ölümü kesin bir şekilde bir daha düşündüm. Kaşığımı alıp sizin kapının zilini çalmak için fazla uzakta evin. Farklı bir şehirde. Zaman zaman şehrine gelip orada ölümün gerçekleşmesi için planlar yapmadım değil ama fazla küçük bir yerdi ve haber senin kulağına daha gidemeden adli tıp morguna kaldırılıp cenazem kanlarım ise asfaltta itfaiye hortumuyla çoktan temizlenmiş olurdu . yerde ıslaklığım senin o güzel belediyenin suyundan başka bir şey değil. Damlacıklarıma kadar süpürüldüm.. Genelde ölümü geceleri düşünürüm. Bazen metro hızla yaklaşırken, kendimi raylara atıp beklerim. Kendimin üstünden geçerken trenin soğukkanlılıkla o bunu hak etmemişti derim. Cesedimin başına kendi başıma dikilip sen bunu hak edecek ne yaptın derim. Al şu yazdıklarımı ona tez ulaştır. Beni bulsun beni cenaze aracıyla şehrime ulaştıramdan yola düşsün. Beni bulsun beni bulsun başımda dursun. Başka hiç bir şey yapmasını istemiyorum. Gözünüzün önündeydim.. bir hayli öyle kaldım. Kadın süpermarketleri dolaşmak için ayrıldı yanımdan.. saat 10 dan önce açılmıyor bazı alışveriş merkezleri dememe rağmen . akşam dokuza kadar mesaisini çevresini dolaşarak harcadı. Meydanda bir masaya oturup bir çay bir de telefonumu bağlayacağım şarj aleti aldım. Otuz dakika oturdum iki çay içtim iki çaya on lira ödedim. Şarj aletine on lira ödedim. Telefonum yarıya kadar dolmuştu. Midem çaydan dolmuştu. Kalbim aşkından dolmuştu gözlerimden yaş şeklinde akması havadaki nemin oranına bağlıydı. Anlamıyorsun . anlamadığın ne.. ben ölünce de hiç bir şeyin olarak kalacağım. Uzay boşluğuda bir sonraki tanrımın alacağı karara göre dolanacağım.. sen illa beni görmek için mezarımın başına gitme. Zaten o uzak bir şehirde.. başını kaldırıp gökyüzüne bak. Kozmos evren kuyruklu yıldızlar ay ve güneş birbirine çarpa çarpa bakışını bana ulaştırırlar. Güneşe çarparsa yanar bakışın. Senin bakışının bir zamanlar güneşten daha çok ısıtacağını söylemiştim değil mi beni. O bakışların da artık birer ölü bakışları ölü balık bakışlarıdır buna eminim. Bu şu anlama geliyor ki ben ölmeden çok önceydi bakışlarının ölüşü. Ben öldükten sonra galiba mükemmel bir sahtekarın yani senin benimle karıştırılmasın bu ,yalanına son verdim. Burada bütün gün yatarak ne yapacağım. Yatarak para kazanmak isterdim masa başında iş bana göre değildi. Yattığım yerden bir şeyler okuyayım söyleyeyim yazayım insanlar bana gıpta ile baksınlar hayranlarım dalkavuklarım müritlerim olsunlar... gerekirse bana o bir şarlatan o bir puttan ibaret desinler sorun etmezdim. Benim de inandığım bir tanrım var küçük tanrım f.. Bir kaç çinli bir kaç rus bir kaç türk... erken yatıp erken kalkıyorlar. Ben yine on ikiden aşağı kalkmıyorum. Çalışma şartları gayet normal burada. Bekliyor ve yattığımız oturduğumuz dönenip durduğumuz yerden tanrıya dua ediyoruz. Tanrı defterimizin artık kapandığını kayıtların tutulamayacağını bir aracıyla bize bunu söylemişti ancak hayatta hiç etmediği kadar gerçek duayı ibadedi burada hala yapanlar var.. bu acı verici bir şey.. neden diye sorduğumda çünkü başka yapacak bir şeyim yok burada bu zaman öldürmek için birebir diyorlar. Beyaz peyniri çok özledim sevgilim. Beyaz ekmek beyaz peynir ve buğday tenli senin yüzünü çok özledim. Beyaz ekmeği kesmelisin çünkü bu seni öldürecek diyordun. Paçavralar içindeyim kefenim çürümek üzere.. sen hala diri vücudunla onun kaslı kollarındasın. Heyecanlısın. Love doldurmuş içini . love bürümüş gözünü . şimdi temizlik zamanı. Bize büyük bir temizlik şart. Bravo tanrım şöyle korkutucu bir şimşek çaktır da irkilip ayrılsın bedenleri ne oluyor diye biri pencereye bakıp sevişmelerine ara versinler. Ben sadece maskeleri yaptım. O da muskaları yazdı. O maskeleri takıp benimle buluşmalara gelirdin. Ağzımdaki son sarımsak dilimini yutup nefesim iyi koksun diye karanfil çiğnerdim. Diş çürüklerim vardı yeterince gülemezdim. Sen beni seninle mutsuzum sanırdın belki inanırdın. Ben o muskluları takıp da Allaha yalvarırdım. Tanrım ne olur bu hikaye bitmesin. Bu kadın gitmesin. Kastamonu sarımsağı rize çayı hatay pekmezi bu üç nimete sarılıp bitmesin azalmasın diye dua ettiğim gibi ederdim tanrıya. Hayır , neden okuyup da ünlenmedim. Neden giderken onun çantasına anahtarlarımı atıvermedim. Evdeki son çöpleri de poşetleyip ben attım. Suçuluk duyguların üstüne beyaz bir örtü çektim. Tozlanmasın eskimesinler diye. Ben seni kaybettiğim için bir gün bile , merci mevki gözetmeksizin günah keçisi ilan etmedim. Herkes sebepti seni benden ayırmaya . o bir şeytandı. O şeytan geceleri seninle sevişirdi. Ayaklarına hiç dikkat ettin mi. Ve sen altında yatarken keçi sesi gibi mi çıkardı inlemesi. Bu bana bir saygısızlık bu özel hayatın ihlalil bu kvkk kapsamında bir düzüne suç içerir. Beyanatlarımı toplasalar beni mahkum olurum.. ama love.. love is... Ben sinirlendim bunları yazdım. Sen sinirlendin beni bitirdin onunla devam kararı aldın. Bunu yapmak isteseydim senin için daha farklı şeyler kaleme alırdım ama benim içimde hala senin iyi şeylerini gören bir göz var. Ve o gözün gördüğünü bana anlatan bir ben.. senin iyi biri olduğunu esas kötüün tanrı ve o evdeki şeytan olduğunu bana tekrar tekrar dinleten bir kişi var. Benden içeri bir kişi. Kırbaçlanmayı hak eden biri. Resimlerini seviyorum. Sanırım resimlerini seni düşündüğümden daha çok seviyor ve samimi bir şekilde özlüyorum. Ben hükmen mağlup olmadım ben seni kaybetmedim. O bileğinin hakkı ile seni kazanmadı. Sen hakem vazifesi gördün kendine. Çaldın bir düdük beni durdurdun. Ona yaktın bir ışık şimdi karşıya geçebilirsiniz şimdi kıza yürüyebilirsiniz. Bana gösterdin bir kart oyun dışarı.. ama hani profesyonellik hani dostluk kazansın hani hak eden kazansın hani inanan seven kazansın hani . diyorum bazen acaba başta belli miydi en başta belli miydi kazanacak ve kaybedecek adam. Tanrım o düdüğü onun ağzına sen vermiş olamazsın değil mi. Tanrım benim karımı benim elimden.. O senin karın değil kulum.. Tanrım karım olmuştu sen görmedin kuytudaydık karanlıktı ikimizden başkası yoktu üzerimizde örtüler vardı.. Meleklerin bile bu çirkinliğe dafa fazla dayanamayıp başlarını çevirip bizleri izlemekten vazgeçtiler ve size söylemediler. Tanrım onun karnındaki bebek benden olabilir mi. Tanrım cevap. Tanrım sen ruhundan üflemedinse Benden... tanrım sandiviç mi yiyorsun ağzın dolu olduğundan mı bana cevap veremiyorsun
·
119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.