Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Dorian Gray tepeden tırnağa ürperdi, bir an Basil'e resmi saklamak istemesinin gerçek nedenini söylemediğine pişman oldu. Basil, hem onu Lord Henry'nin etkilerinden korur, hem de kendi kişiliğinin ruhunu daha fazla zehirlemesine engel olurdu. Basil'in Dorian'a olan sevgisinin -ki bunun gerçek sevgi olduğuna şüphe yoktu- Dorian'ın asaletiyle ya da entelektüelliğiyle zerre kadar ilgisi yoktu. Bu sevgi, duyu organlarıyla algılanan bir güzelliğe duyulan fiziksel bir hayranlık değildi ki duyu organları yorulunca tükensin. Bu sevgi Michelangelo'nun, Montaigne'in, Winckelmann'ın, Shakespeare'in bizzat tanıklık ettiği türden bir sevgiydi. Evet, Basil onu koruyabilirdi. Ama artık her şey için çok geçti. Geçmiş yok sayılabilirdi belki; pişmanlıkla, inkârla, unutarak yapabilirdi insan bunu. Fakat gelecek kaçınılmazdı. İçinde felâket şekillerde ortaya saçılacak arzuları, kötülüğünün gölgesini gerçeğe dönüştürecek hayalleri vardı.
Sayfa 138
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.