Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Sen hiç bir bulaşık makinesinin sıkıntıdan patladığını biliyor muydun O kirli yağlı bazen içlerinde kalan artıklarla yıkamaktan iğrendiğini suyunu sabunun değdirmek istemediğini . kokudan başının döndüğünü ama asla onları döndürmek istemediğini biliyor muydun. Sen hiç bulaşık makinesinden çıkardığın temizlenmiş tabağına bakıp bu çizik nasıl oldu diye sorduğun oldu mu. mesela temizlenmekten ayna gibi pasparlak olmuş çatal kaşığa bakıp yüzünün nasıl göründüğünü seyrettin mi. Gerçekten böyle mi görünüyorum bir çataldaki çukur yansımamdaki gibi miyim dedin mi. Sen hiç bir ineği havlarken bir köpeği melerken düşündün mü. Bir kediyi ciyaklarken. Bir kremi ele yüze sürülüp de on yıl önceki halini dönmeyi bekledin mi. Sen hiç cebindeki son paranı ki onu da dolmuşa verecekken eve dönmen için bir dilencinin elinde tutup sana uzattığı karton pardağın içine dürüp bükerek koydun mu. teşekkürü sözde değil dilenci kadının yüzünde aramaya çalıştın mı. Sen hiç yüksekten düştüğünü tren raylarına atladığını düşündün mü. Sen hiç kendi ölümünü seyreder gibi seyrettin mi. Sen hafızanı canlandırıp bazı günler geçmiş günlerimizi gözünün önüne getirdin mi. Sen bunun için ağladıktan sonra şuanki gördüğün güne ve o adamla olan hayatına bakıp Tanrıya şükranlarını sundun mu. bir kadeh kendine koyup kaldırdın mı şerefe diyerekten kendini seçimini şereflendirerekten. Sen hiç aldığın onca şeyi nereye nasıl sığdıracağım diye düşünerekten içinden çıkamaz bir hale girdiğin oldu mu. hala çok cıvık diye özediğin ayrana bir kaşık daha yoğurt eklediğin oldu mu. karıştırırken birikmiş paralarını düşünüp bankada yatacağına şunu alsam diye geçirdiğin oldu mu. Sen hiç benim için iyi olanı hep başkaları seçti . hatta onların güzel yakışıklı iyi varlıklı olduklarını bu tavsiyeler sonucu deneyimledim onların tavsiyelerini yaşam biçimimde uyguladım dediğin oldu mu. Kendin için yaşarken sanırım bu banyoda ya da tuvalette geçirdiğin uzun bir zaman olacaktır , komşunun ikramını geri çevirdiğin ya da tabağı hiç göndermeyip kendi tabaklığında sergilediğin oldu mu. Bal arıları özel günlerde bile çalışır . karıncalar havanın durumuna göre çalışır. Böcekler müsait oldukları her an gelir bizi ulaşır ve sokarlar. Peki sen yani insan parçası olarak beni hiç sevmeyi yeniden sevmeyi denedin mi. O kadar da çok geri çevirmeseydim bir şans verebilseydim ve eğer verseydim asla haksız çıkmaz yanılmazdım dediğin oldu mu. Uzun süre haber alamadığımda sen hiç benim öldüğünü sandığın oldu mu. ve sandığun şey sende ne hissettirdi. Kurtuluş bir ferahlama oh rahatladım şimdi yalnızım diye içinden bir yerlerinden geçirdiğin oldu mu. Ben seni hiç alıp denize gitmedim. Denizde mayolarımızla kalakalmadık. Seni denizde boğazıma kadar gelen suyun içinde senin yüzmeye çalışmanı izleyemedim.. seni kurtarmak ne güzel olurdu. Üstüm biraz kirlendi işten çıkınca doğru sana geldim biraz hazırlanmaya vaktim olsaydı daha iyi görünecektim beni bu şekilde görünce yadırgama bekleseydin daha çok hoşuna gidecek şekile sokardım kendimi dediğimde sen hiç böyle de güzelsin dedin mi. Ben seni sen olduğun için sevdim de Sen beni ne gördüğün için önce sevdin, sonra yerde vurulmuş numarası yaptın. Kalbindeki kuşları benim evime soktun. Seninle birlikte geldiniz. Önce şu çiçekleri koyacak bir vazo aramak isterdin bir hayalde filmde olsaydık ama sen kuşlarım için bir kafes istiyorum senden dedin. Sen kafeslerde yaşamaya alışık bir kadın olduğunu ben anlamalıydım ancak benim evimde kafes yoktu kafese benzeyen telleri olan üstü altı kapalı bir eşyam yoktu. Sorunumuz kuşunu koyacak bir delik bulamamak mıydı acaba.. Kız evde benimle kuşuyla biraz vakit geçirir. Burnunu çeker yolda üşütmüştür nezlesi vardır. Ya da birinin çok içine girmiş üstüne gitmiş olabilir miydin. Yumurtadan kesilen tavuğu kestiklerini bilirsin. Benim yumurtadan kesilen bir tavuğum vardı. Tanrı yok et yok et yok et diye üstten üstten bağırıyordu. Kardeşim yalnızca midesini düşünüyordu ben emekliliğine kadar çok çalıştı bize yumurtalar ve yavrular verdi. Şimdi izin verelim ölene kadar yaşasın dedim. Bu gülünç ve çocukça geldi. Otuz küsür yaşındaki adamın talebini kim öğrendiyse güldü geçti. Ben tavuğumu kesimden cinayetten kurtarıp şehir şehir gezmek istiyordum.. kardeşim ha bire midesini sıvazlıyordu. Tanrım tanrım diyordum.. dört büyük kitabını okudum en sonuncusu bir harikaydı peki bu kadar mı tanrım. Uzun bir zaman geçti. Sonraki kitabını merakla bekliyor olacağız. Kıyamete kadar sizin en fanatik okuyucun olamasam da seni sen olduğun için seven bir kulunum. Tanrım ben senin ismini anarken bazı geceler ağlamışlığım bile var Tanrım onun ismini anarken ağlamışlığımın üzerine oldu hep. Sen hiç seni tanrıyla bir tutan bir adamı sevdin mi. Seni hiç şirke girmiş bir adam sevdi mi.
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.