Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

368 syf.
4/10 puan verdi
·
3 günde okudu
“My Millie. Even when we’d just been friends, she’d always been mine.” O zaman neden Sienna’yı seçtin?!! Şu ex olayı olmasa kitap daha sevimli gelecekti bana ama Millie’nin Ford için “second best” olmasını hazmedemiyorum. Yoksa kitap güzel başlamıştı sonra hızla düşüşe geçti. Millie Ford’u ilk gördüğü anda hoşlanıyor ama Ford’un dikkatini Sienna çekiyor. Çünkü Sienna “hot” mış “bold” muş First choice Sienna yani, Millie bir seçenek bile değil, Ford’un o anlamda dikkatini bile çekmiyor sadece arkadaş olarak görüyor Millie’yi. Sonra 2 sene Millie’nin baş düşmanı Sienna ile çıkıyor, çıkarken de Sienna’nın Millie’den nefret ettiğini biliyor. Aynı zamanda Ford, Millie ile best friend oluyor ve 2 sene sonra Sienna’dan ayrılmak istiyor çünkü bir anda Millie’yi öpmek istediğini fark ediyor. Yani başkasıylayken Millie’yi öpesi geliyor. Bu olay örgüsü bana hiç romantik gelmedi… Şöyle bile yazsa belki daha iyi olabilirdi; Ford Sienna ile Millie ile tanışmadan önce çıkmaya başlasa bir süre geçse Sienna ile ortak noktaları olmadığını görse ayrılmaya karar verse sonra Millie ile tanışıp arkadaş olup ona romantik hisler beslediğini fark etse… Bu şekilde ikisi ile sevgililik/arkadaşlık ilişkilerinin aynı anda başlaması karakterlerin kişiliği hakkında çok kötü bir his verdi bana. Gelelim Millie’ye… Ford’dan ilk anda hoşlanmış olabilirsin ama sonra senin düşmanın olan biriyle çıkmayı tercih etti, hangi kafayla onlar çıkarken sen de diğer yandan hala bu adamla 2 sene boyunca en iyi arkadaş olarak devam ediyorsun? Adamın kalbi başkasında sen o defteri kapatmayıp dibinde durarak adamdan geriye kalanlarla avunmaya çalışıyorsun. Acınası değil de ne? Onların ilişkilerine de ayıp kendi gururuna da ayıp ya… Adam da devamlı Sienna’nın Millie hakkında kötü sözlerini dinleyip Millie ile best friend? Hangisi ağır basıyorsa o tarafa dön abi böyle kız arkadaşına da hayrın yok “en iyi” arkadaşına da… Çok anlamsız değil mi ya? Hayır bi de Millie, Ford’dan sonra aşk hayatında pek de ilerleyemiyor onu bir anda bırakıp (kıza bebeğim oldu diye açıklama zahmetine bile girmeden gitti) sonrasında da nasıl, ne durumda bir kere bile sormayan bir adam. 8 sene Sienna ile evli kalıyor, aklı kaymasın diye Millie hakkında araştırma yapmıyor. Hadi buna tamam dedik ayrıldıktan sonra da hiç Millie napıyor acaba demiyor tesadüfen yeni işinde karşılaşıyor. Yani Ford aşkı için bir çaba gösteren, ekstra adımlar atan bir karakter değil, tabii ortada bir aşk görebilirseniz. İkisinin arasındaki kimya hiç geçmedi, yani neden birbirlerini seviyorlar bunu anlayamıyoruz. Aşk hikayesinde yazarın bunlar birbirlerine ait hissini vermesi gerekmez mi? İkisiyle de bağ kuramadım, tam bir kafa yormadan oku ve geç kitabı. Seneler sonra Millie Ford’un kitaplığında 1 tane fotosunu sakladığını görüp Ford’un ona kısa bir açıklama yapmasıyla her şey tamam oluyor. 10 yıla yakın bir süre ayrı kaldıktan sonra bana göre çok hızlı bir bir araya geliş yaşadılar. Bir de adam istediği kişiyle çıkıyor, Millie single iken onu seçmeyip başkasını tercih ediyor ama Allah korusun Millie iyi ki kimseye ilgi göstermiyor. Çünkü o başkasıyla haşna fişne etse (hatta hamile bıraksa bile) diğer tarafta o onun Millie’si her zaman! Bu hikayenin neresinde, ne zaman Millie senindi ben orayı anlayamadım ki?! Geçmişlerinde yaşadıkları anılardan biraz daha kesitler olsaymış keşke. Bir de bu adam için işini bırakmayı düşünmesi… Pes dedirtti. Millie… Millie… Millie… Tam bir doormat kadın karakter profiliydi. Gerçi Devney Perry diyoruz average writing den başka bir şey beklemek benim suçum… Zaman kaybı, daha da Devney okumam sanırım.
Coach
CoachDevney Perry · Devney Perry LLC · 02 okunma
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.