Bizi şartladıkları düşünce tarzı şöyle özetlenebilir: Bir şey ya beyazdır ya da
karadır; ya güzeldir ya da çirkindir; ya doğrudur ya da yanlıştır; ya katıdır ya da sıvıdır; ya dişidir ya da erkektir... Uzatmayayım, ya hayvandır ya da insandır. Oysa, gerçeklikte saf varlık yoktur. Saf nesneler ancak laboratuvarlarda uğraşarak üretilir. Yani saflık yapaydır. Gerçek dünyada nesneler, "ya şu ya da bu" değil, "hem şu
hem de bu"dur. Ama şimdi söyleyeceğime çok dikkat et: Bu karmalkta daima "egemen bir yön"vardır. Bu yön de, karma yapıyı oluşturan bütün özelliklere rengini verir. İkinci çok önemli nokta da şudur: Her gerçek daima "şu ya da bu türden bir değişim, bir dönüşüm,
bir hareket" içindedir.