Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

422 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın başlangıcında Yücel, “Geçmişin karanlıkta kalmış yüzleri, bugünün ışığında nasıl bir anlam ifade eder?” sorusuyla okuyucuyu derin bir sorgulamaya davet ediyor. Bu soru, kitabın ana temasını oluşturuyor ve okuyucunun geçmişle yüzleşmesine zemin hazırlıyor. Yazar, geçmişin yaralarını deşerken, kişisel ve kolektif hafızanın çatışma ve uyumunu sergiliyor.Yücel'in anlatımı, olayları ve tanıklıkları bir araya getirirken dönemin siyasi ve sosyal atmosferini de gözler önüne seriyor. Özellikle, "Zifiriyetler yalnızca fabrikalarda üretilmez, bazen en masum mekânlarda, en sıradan zamanlarda karşımıza çıkabilir." alıntısı, kitabın temelini oluşturan ironiyi ve çelişkileri vurguluyor. Bu türden vurgular, eserin sadece bir tarih çalışması olmadığını, aynı zamanda bir bilinç arayışı olduğunu ortaya koyuyor. Kitabın ilerleyen bölümlerinde Yücel, belgesel niteliğindeki yazım tarzıyla, okuyucuyu adeta o döneme götürüyor. "Her dönemin kendine özgü bir zifiriyeti vardır ve bu zifiri karanlıkta ne kadar ilerlersek, o kadar aydınlığa kavuşuruz." ifadesi ise, toplumsal kurtuluşun ancak geçmişle yüzleşmekle mümkün olabileceğini dile getiriyor. Benim kişisel olarak kitapta en etkileyici bulduğum nokta, Yücel'in anlatımındaki içtenlik ve samimiyet. Yazar, tarihî olayları ve kişisel hikayeleri bir araya getirirken, okuyucunun bu hikayelerle empati kurmasını sağlayacak bir dil kullanıyor. Bu da, Zifiriyet Fabrikası’nın sadece okunması değil, aynı zamanda hissedilmesi gereken bir eser olduğunu gösteriyor. Her ne kadar bazı bölümleri ağır ve karmaşık olsa da, Yücel’in anlatımındaki akıcılık ve derinlik, bu zorlukları aşmayı mümkün kılıyor.
Zifiriyet Fabrikası
Zifiriyet FabrikasıHakan Yücel · İkinci Adam Yayınları · 2020614 okunma
·
1 artı 1'leme
·
392 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.