Kadın belli etmeden arkasını döndü.
Evin tek oğlağı, orta direğin yanında oynaşıyordu. Köşede de bir keçi bağlıydı. Hilim hilim fistanlı dört çocuk bir araya gelmişler, biribirine sokulmuşlar, öylecene duruyorlardı.
Yalnız en küçüğü, çıplak denecek kadar yırtık fistanlı oğlan
oralı değil, kocaman kocaman sümüğünü çekiyor, oğlağı tutuyor, kendi kendine gülüyor, oynuyordu.
Memed: "Gideriz," diyordu. "Çukurovaya varırız, çok
para kazanırız evelallah ... Amma ben size para gönderineeye
kadar sizin haliniz neye varır? Ne yersiniz?"