Bir kabusa dalmak, masalsı anlatımı ve içerdiği konusu bakımından hayatım boyunca aradığım kitap olabilir.İçinde aşk unsuruna çok fazla değinilmemiş olsa da okuduğum en iyi komedilerdendi.Daha doğrusu trajik komediydi. Duygu ve düşüncelerime geçmeden kitap nelerden bahsediyor kısaca ona bir değinelim;
Ana erkek karakterimiz babasının şirketini yöneten bir arkadaşımız. Babasıyla her gün aynı araba yolculuğunu çekmemek için bir şöför arayışına düşüyor ve Badeyle tanışmaları bu şekilde gerçekleşiyor. Şöför olmak isteyen Badeye kendince endişelerini dile getirince Bade sinirlenerek bir hışım çıkıp gidiyor. O günün akşamında ise Devrim, masal kitapları satan yaşlıca bir kadınla tanışıyor. Daha doğrusu bir büyücüyle. Kadının uyarılarını dikkate almayıp ona inanmayan Devrim akşamında da evde oluşan bir durumda kendince fikirlerini ablasıyla paylaşınca sabah uyandığında kendini bir kabusun içinde buluyor.
Ataerkil bir dünyada yaşayan o toplumun dayatmalarıyla büyüyen ve buna göre fikirleri oluşmuş Devrim, kendini anaerkil bir dünyada buluyor ve her şey tersine dönüyor… Düşünün ki bu dünyada erkekler altın günü yapıyor, televizyonlarda damatlar sofrada var ve İzdivaç programları erkeklere göre şekillenmiş. Erkekler doğru düzgün işlerde çalışamıyor. Erkeğe şiddete hayır gibi çalışmalar dahi var tabi ne kadar etki ettiği tartışılır. Hatta ve hatta tacize uğradığında hakkını bulamayıp “O saate orada ne işi varmış?” Cümlesine maruz kalacak bir erkek karakter okuyoruz. Bunla da kalmayıp ailenizin dayatmalarıyla yaşamak onların istediği kadınla evlenmek durumunda kalırken hayatını idame ettirebilmek için bir kadına muhtaç olmak durumunda kalıyor. En başta da ona iş başvurusuna gelip küçümsediği Badeye… Devrim başına gelen bu lanete rağmen bu hayatta dik durabilmeyi başarabilecek mi peki???
Kitaba bayıldım. Uzun zamandır en kısa sürede okuyup bitirdiğim bir kitaptı. Yer yer güldüm zaman zaman da gözlerim doldu, sinirlerim bozuldu. Çocuğun düştüğü duruma oturup ağlayacaktım bir ara neredeyse. Ancak şu da var ki Devrim, başına gelen her şeyi hak etti. En az onun kadar bu kabusa babasının da maruz kalmasını isterdim çünkü kitabın başında Devrimin bin beteriydi ve kendisinden oldukça nefret etmiştim ancak anaerkil dünyaya geçince hayatı boyunca o dünyada yaşamış gibi bir tavrı vardı. Kısaca roller değişmişti. Düşünün yani o korkutucu duygusuz, takım elbise dışında bir şey giymeyen herif; duygulu, evlatları için endişelenen salonda, üstüne geçirdiği pijamalarla izdivaç ve damatlar mutfakta izleyen bir karaktere dönüştü.
Kısaca ben beğendim, BAYILDIM. Sizin de seveceğinize eminim. Mutlaka okuyun ve hatta okutturun. 
Bir Kabusa Dalmak 
R. Ayça Kavraz
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.