Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

432 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Hayatlarını "deney" olarak yaşamayanlara..!
"İnsan sonsuza dek yaşayacaksa, kalbiyle yaşamalı." (syf:346) Bu alıntısıyla birçok düşüncemin oturduğu bir kitaptı kendisi. Uzun ya da kısa ne kadar yaşarsa yaşasın kalbiyle yaşamalı bence insan. Kitap tam anlamıyla bu tema üzerinde durmuyor tabii ki bu benim kendi çıkarımım, kitaba kendi bakış açım. Kitap aslında üç farklı bölümün örüntüsü şeklinde ilerliyor, mitoloji bölümünde Alobar isimli bir kral ile tanışıyoruz. Alobar' ın kralı oldu bölgede krallar saçlarını ak düşene kadar yaşarlar tek bir beyazlayan saç teli ile birlikte bir zehir içirilir ve öldürülürler. Çünkü saçı beyazlayan kralın güçten düştüğü düşünülür ve ülkeyi savunamayacağına inanılır. Saçına ak düşen Alobar daha çok genç olduğunu ve diri olduğunu düşündüğü için ölmek istemez. Eşlerinden birinin de yardımıyla gerçek zehri içmez ve o sonsuz yolculuk başlar. Bu sonsuz yolculuk esnasında Pan ile tanışır. Pan, insanların duyguları ile düşünceleri arasına duvar çekmeleri; yaşamak yerine, cennete kabul edilmek ve doğayı tahakküm altına almak için çalışmaları; dans, müzik ve aşkla ilgilenmek yerine doğru ve yanlışla uğraşan Aristo, İsa ve Descartes'a inanmaları ile gücünü yitiren bir tanrıdır. Vee Alobar gibi ölümden kaçan Kudra, süslendiği ve kokuları sevdiği için evlenme yaşının geldiğini düşünen ailesi tarafından evlendirilir ama kocası öldüğü için yaşama hakkı bulunmayan dulların öldürüldüğü bir yerde yaşar. Kocası öldüğü için onunda ölmesi gerekmektedir. O ise yaşamayı seçip herkesi arkasında bırakır ve uzun bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuk Alobar ve Kudra'yı birleştirecek mı acaba? Kitabın diğer bölümleri ise parfüm üretici iki farklı kızın kapılarında pancar bulmaları ile başlıyor. Pancar biraz garip geliyor kulağa fakat parfümümüzün bağlayıcı notası kendisi. Hatta kitabın son kısmında, Pancardan almamız gereken esas ders şudur: İnsan, yanağındaki ilahi renge, içindeki doğal pembeliğe sarılmalı...(syf 373) diyor. Benzetmeleri ile beni benden alan bazı yerlerinde anlamak için zorlandığım ama genelde güldüğüm ve okurken beni sürekli şiir okumaya iten bir tarafı vardı kitabın. Fikirlerinin tamamıyla bize uymasını bekleyemeyiz sonuçta fantastik bir kitap. Kitaba objektif baktığımızda bize akıl anlatmak istediğini insanların amacını şu anki bulunduğumuz durumu çevremizi bize etkisini daha iyi anlayabiliriz. Kokunun farklı yönlerini, aslında insanın doğumdan itibaren ölüme programlı olduğunu, yaşadığımız çoğu şeyin inandıklarımızdan ve bilinçaltımıza yüklediklerimizden geldiğini açık bir şekilde ifade ediyor aslında kitap ve çoğumuz da bunları sesli bir şekilde ifade etmesek de içten içe inanıyoruz ve uyguluyoruz. Ne kadar fantastik olsa da bana çok gerçekçi geldi. Birinin her şeyini unutsak da bir koku duyduğumuzda direkt onu hatırlarız ya da bir anıyı bir günü. Koku da kitabın dediği gibi bir iletişim yoludur aslında. İlk başlarda olaylar arasındaki bağlantıyı kuramadığımda toplum tarafından fazla abartılmış bir kitap olduğunu düşünmüştüm. Ama ilk okumayı bırakmamışım. Bir şeyler öğrenmek isteyen herkese mutlaka bir şeyler katan bir kitap.. Okumaktan vazgeçmeyenlere..
Parfümün Dansı
Parfümün DansıTom Robbins · Ayrıntı Yayınları · 20195,2bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.