—Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın?—
“Siyaset, egemenler için genellikle estetik bir meseledir: Bir tür kendini keşfetme yöntemi, bir tür dünyayı algılama, kişiliğini inşa etme biçimidir. Bizler içinse ölmek ya da yaşamak anlamına gelir.”
(s.48)
Bu kitabı daha doğrusu yazar 
Édouard Louis ‘i queer edebiyat eserlerini tanıtan bir yazıda görmüştüm. Yazarın otobiyografik özellikler barındıran eserlerini (ki otobiyografi gibi ama nedense Türkçe de roman diye geçmiş.) çok merak etmiştim çünkü yazıda “…cinsel kimliğinden ve sosyo-ekonomik zorluklardan ötürü yazar çok acı çekmiş, gerçek acılar olması kitabı okumayı güçleştiriyor…” tarzında bir cümle okumuştum. Bu yüzden fırsatım olunca bu eseri okumak istedim. İlk bölümdeki şu cümlesiyle kalbimde bir sızı bıraktı: “ Bütün çocukluğum senin yokluğunu ümit etmekle geçti.” (s. 14). Bu çok ağır gelse de bir yerden tanıdık geldi bana bu açıdan kitabın beni ayrı etkileyeceğinin farkındaydım öyle de oldu.
Yazar, çok zorlu bir yaşam geçirmiş. Cinsel yöneliminden ötürü ailesi de dahil birçok açıdan zorbalığa uğramış. Fakir bir ailenin üyesi olan yazar eril tahakkümün egemen olduğu toplumsal cinsiyet rollerinde “erkeklik” kavramına büyük önem verilen bir ailenin parçasıyken 18 yaşında evden ayrılarak kendi yaşamını kurmuş. Yıllar sonra babasını ziyaret etmeye giderken ellili yaşlarındaki babasının ağır şartlarda çalışmanın getirdiği sağlık sorunları yüzünden çöktüğünü ve karşısındaki adamın kim olduğunu algılayamadığı bir anda bu kitabı yazmaya karar vermiş. Ve ortaya bu kısa ama yoğun etkileyici eser çıkmış.
Ben birçok açıdan kendimi yakın buldum yazara. Toplumsal cinsiyet rolleri açısından Erkeklik kavramına önem verilen ,sosyo-ekonomik olarak düşük gelirli kalabalık bir ailenin birçok açıdan uyumsuz bir çocuğuydum. (Çocuğuyum). Cinsiyet eşitsizliğini kabul edemedim hiçbir zaman. Babamın arzuladığı türden bir erkek çocuk olmadım (ki zaman zaman utanıyor benden bunu hissediyorum), cinsel yönelim açısından da farklıyım bunu hisseden ama dile getirmeyen dile getirdiğinde de ölmemi isteyen benden sırf bu yüzden nefret eden (kız kardeşimin kendi ifadeleri) kız kardeşim var. Siyasi açıdan muhafazakar bir bakış açısı İle hareket eden ailemde muhafazakar olmayan, haksızlıklara adaletsizliklere dayanamayan aykırı çocuğuydum ailemin gözünde. Birçok açıdan beni sevseler de aile üyelerim beni çoğu zaman erkeklik kavramı üzerinden yaralayanlar da oluyor. Bu açılardan yazara kendimi çok yakın hissettim. Ben de babamdan kaçmak istiyorum ama onu seviyorum da. Aramız daha iyi olsun isterdim. Beni kabul etsin , sevdiğim biri olduğunda (olursa) tanıştırabilip sohbet edebilelim isterdim ama olmuyor. (Olmadı şimdiye kadar.) neyse kitaba geri dönelim…
Yazar geçmişle geleceği samimi anlatımıyla çok iyi yansıtmış. Bazı yerlerde bu ani geçişler vuruyor. En sevdiğim kısımlardan biri ise toplumsal cinsiyet rolleri, cinsel yönelim meselesini işledikten sonra siyasette girdiği kısım oldu. Zengine vergi indirimi yapıp sosyal destek alan fakir yurttaşlardan 5€ u kesen utanmaz ahlaksız siyasetçileri açık açık eleştirmesi çok hoşuma gitti. [Ki bizde daha beteri var. Hükümetin beceriksizliği ve ahlaksızlığı birçok açıdan bizim için ölüm kalım meselesi haline geldi. Sefalet fakirlik diz boyu olurken ,fakirleşirken, kendileri kazandıkça (soydukça soydular) birkaç zengini zenginleştirdiler. Toplum mutsuz, ayrışmış, gittikçe cahilleşen, psikolojik açıdan sağlamlığını korumakta güçlük yaşayan, yaşamayıp sadece nefes alan bir raddeye evrildi. Ve bunların sorumluluğu siyasiler ve onları bunları gördüğü halde destekleyenler.]
Benim için kitabın olumsuz kısmı ise çok kısa olması. Daha fazla siyasette girsin. Daha fazla yaşamını anlamsız isterdim ama sanırım bunu zaten diğer eserlerinde yapıyormuş.
Kitap akıcı, etkileyici ve hemencecik okunup bitecek bir eser.
Bu konulara ilginiz varsa sevebilirsiniz.
Kitapla kalın sağlıcakla kalın…
Benzer bir kitap önerisi:
Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın?
(Bu kitap da çok iyidir. Baya iyidir.)
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.