Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
“O sırada içimi okuyabilen biri çıkageldi. Bir vahiy gibiydi. Ve bir umut yeşertti.” Yıllar önce bir arkadaşımın tavsiyesi ile filmini izlediğim, yıllar sonra da bir kitapçıda karşıma çıkıp hemen aldığım bir kitap Lizbon’a Gece Treni. Filmiyle arasında çok büyük farklar var, kitabı daha güzel tabi ki :) Neyse lafı uzatmadan konusuna gelelim: Raimund Gregorius, İsviçre Bern’de yaşayan bir antik diller öğretmenidir. Donanımı, bilgisi ve iş disiplini etrafından büyük saygı gören Gregorius bir gün işe giderken köprüde Portekizli bir kadınla karşılaşır. Duyduğu Portekizce bir sözcüğün etkisine kapılarak, gittiği bir sahafta bulduğu kitapla hayatı bütünüyle değişir. Elinde tuttuğu kitabın kahramanı ile arasında güçlü bir bağ kuran Gregorius, bu kitapla birlikte hayatında hiç yapmayacağı bir şey yapar. Ani bir kararla bir trene atlar ve Lizbon’a doğru yola çıkar. Epik bir yolculuk yaptım. Nasıl dile dökeceğimi hala bilemiyorum. Çok etkilendiğim, çok keyif aldığım bir okuma yolculuğu yaptım. Himayedeki merak duygunuzu asla kaybetmiyorsunuz. Karakterlerin birbirinden eşsiz oluşu aldığınız keyfi perçinliyor adeta. Kurulan cümleler, özellikle Gregorius’un elindeki kitabın kahramanı doktor Prado’nun kendi içsel yolculuğunu anlattığı yazıları okurken çok keyif aldım. Konsantrasyon gerektiren bir okuma süreciydi bu yüzden hep sakin kafayla okuma yapmak istedim. Zira tek bir kelimesinl dahi kaçırmak istemiyordum :) Doktor Prado’nun adalet anlayışı, Salazar Rejimi döneminde yaşadığı zorluklar, ailesinin kendi üzerindeki etkisi, özellikle yüksek bir yargıç olan babasının karakter üzerindeki etkisi oldukça etkileyici bir üslupla anlatılmış. Aile bağlarının önemine dikkat çekmiş yazar. Aileye duyulan sadakat, söylenememiş sözler, anne babanın evlatlarına gösterdiği ya da bir türlü gösteremediği sevgi ve şefkat duyguları insanı okurken yaralıyor. Gregorius’un bu yaptığı beş haftalık yolculukta tamamen başka bir insan olarak memleketine döndüğünü söyleyebilirim. Çok ama çok güzeldi. Sindire sindire okunması gereken, edebiyatı bir kez daha sevdirecek, kaliteli zamanların kitabı bana göre. Herkesin belki de oturup hemen bitiremeyeceği ama okuduktan sonra da unutamayacağı bir hikaye bana göre. Lizbon’u da unutmayacağım bir gün gidersem sokaklarında bu kitabı da gezdireceğim eminim. Sevgiler #alıntı “Beni düşünce dünyasının sakini yapmıştı. “Benim dışımda bir tek sen oturuyorsun orda.” derdi.” Lizbon’a Gece Treni, Pascal Mercier
Lizbon'a Gece Treni
Lizbon'a Gece TreniPascal Mercier · Sia Yayınevi · 20211,381 okunma
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.