Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yaşamın gerçek anlamının başkaları için yararlı işler yapmak olduğu sonucuna varmamızı sağlayan bir diğer ipucu daha bulunmaktadır. Atalarımızdan devraldığımız mirasa dönüp baktığımızda ne görüyoruz? Kendileriyle ölüp gitmemiş tek şey, onların insanlık için yaptıkları yaratıcı çalışmalardır. Tarıma açılmış topraklar görüyor, trenler, demiryolları, binalar görüyor, geleneklerde, felsefi sistemlerde, doğa bilimlerinde, sanatlarda, insan olarak konumumuza yaklaşım yönteminde atalarımızın yaşam deneyiminin katkılarını görüyoruz. Bütün bunları insanlığın esenliği için çalışmış kimselerden devraldık. Peki, ya ötekiler? Toplum için asla yararlı bir şey yapmamış, yaşama bir başka anlam vermiş, yalnızca “Yaşamımdan kendim için ne çıkar sağlayabilirim?” sorusunu kendilerine sorup durmuş ötekiler ne oldu? Hiçbir iz bırakmadan geçip gittiler bu dünyadan. Yalnız ölmekle kalmadılar, bütün ömürlerini boşa geçirdiler. Sanki dünyamız onlara şöyle demiştir: “ Sizlere gereksinim duymuyoruz. Sizler yaşamaya layık değilsiniz. Amaçlarınız ve çabalarınız, üzerine titrediğiniz değerler, usunuz ve ruhunuz bir gelecekten yoksundur. Defolun haydi! Sizleri aramızda görmek istemiyoruz. Son nefesinizi verip kaybolun ortadan!” Yaşama toplum için yararlı işler yapmaktan başka anlam veren insanlar hakkında verilecek kesin yargı şu olacaktır her zaman: “İşe yaramaz birisin. Hiç kimse gereksinim duymuyor sana. Çek git haydi!” Kuşkusuz çağdaş kültürümüzde pek çok kusurlar saptayabiliriz. Bir kusur bulduk mu bin türlü değişikliğe başvurup bunu gidermeye çalışmamız gerekir; ama yapılacak değişikliğin her zaman insanlığın esenliğine daha çok hizmet edecek nitelik taşıması şarttır.
Sayfa 14 - Say Yayınları-2004 basımıKitabı okuyor
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.