Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Çağrı

Eski bir hırsızdan ya da savaştığınız ülkenin kendi yurttaşından daha iyi muhbir bulamazsınız.
Sayfa 59 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çoğunlukla nefret ederiz kendimize benzeyenden, kendi kusurlarımızı dışarıdan görmek bizi çileden çıkarır.
Sayfa 57 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
66 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Kıskançlık
KıskançlıkMarcel Proust
7.4/10 · 1.909 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İyi bir işçi tığla dakikada ancak beş ilmek atar, bazı döngüsel dokuma makineleri ise aynı sürede otuz bin ilmek atıyor. Yani makinenin çalıştığı her dakika işçinin yüz saatlik çalışmasına bedel ya da makinenin çalıştığı her dakika işçiye on günlük dinlenme süresi kazandırıyor. Dokuma sanayisi için geçerli olan bu durum, modern makinelerle yenilenmiş her sanayi kolu için de az çok geçerlidir. Ama biz ne görüyoruz? makine kusursuzlaştıkça ve el emeğine sürekli artan bir hız ve kesinlikle üstünlük sağladıkça işçi de kendi dinlenme süresini o ölçüde uzatacağı yerde makineyle rekabete girişmek istercesine misliyle çabalıyor. Ah, saçma ve ölümcül bir yarış bu!
Sayfa 29 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Ölüm bu!.. Varlığımı dünyaya dağıttığıma göre yaşayacak ne kadar ömrüm kaldı artık! …”
Sayfa 8 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yaşama verilen anlamdaki hataları gidermenin tek yolu, yanlış anlamlandırmanın gerçekleştiği koşulları yeni baştan ele alıp üzerlerinde enine boyuna düşünmek, yapılmış yanlışı görmek ve kavrayış şemasında düzeltmeye gitmektir.
Sayfa 16 - Say Yayınları-2004 basımıKitabı okuyor
Yaşamın gerçek anlamının başkaları için yararlı işler yapmak olduğu sonucuna varmamızı sağlayan bir diğer ipucu daha bulunmaktadır. Atalarımızdan devraldığımız mirasa dönüp baktığımızda ne görüyoruz? Kendileriyle ölüp gitmemiş tek şey, onların insanlık için yaptıkları yaratıcı çalışmalardır. Tarıma açılmış topraklar görüyor, trenler, demiryolları,
Sayfa 14 - Say Yayınları-2004 basımıKitabı okuyor
Her insan önemli biri sayılmak için uğraşır; ama bizim bütün önemimizin başkaları için yaptığımız yararlı işlerden oluştuğunu görmemek yanılgıdan başka bir şey değildir.
Sayfa 12 - Say Yayınları-2004 basımıKitabı okuyor
Yaşama verilen kişisel anlam, gerçek bir anlam sayılmaz asla. Bir anlamdan söz açılabilmesi için, onun başka insanlarla ilişki çerçevesinde oluşması gerekir. Yalnızca bir tek kişi için anlam taşıyan bir sözcük, gerçekte anlamsızdır.
Sayfa 12 - Say Yayınları-2004 basımıKitabı okuyor
Reklam
Hayatta dikiş tutturamamış kişilerin hepsi -nevrozlular, psikozlular, suç işleyenler, canlarına kıyanlar, sapıklar ve hayat kadınları- toplumsallık duygusundan yoksun kimseler, toplumsal yaşamda pay sahibi olamayan kişilerdir. Çalışma yaşamının, dostluğun ve cinsel yaşamın karşılarına çıkardığı ödevlere, bunların toplumsal çabalarla çözülebileceğine inanmaksızın el atarlar. Yaşama verdikleri anlam kişisel nitelik taşır: Amaçlarına eriştiklerinde bundan yararlanacak olan yalnızca kendileridir, tüm ilgileri sadece kendilerine yöneliktir. başarı yolunda çaba harcamalarının amacı, kişisel bir üstünlük ele geçirmekten başka şey değildir, kazanacakları zaferler yalnızca kendileri için bir anlam taşır. ellerinde tuttukları zehir dolu bir şişenin, içlerinde bir güçlülük duygusu uyandırdığını eden katillerle karşılaşılmıştır; ama bunu itiraf ederken besbelli sadece kendilerini düşünmüşlerdir; zehir dolu bir şişeye sahip olmak, kendileri dışında kalan insanlarda değerlerinin arttığı gibi bir duyguyu uyandırmaz.
Sayfa 12 - Say Yayınları-2004 basımıKitabı okuyor
Her insan özellikle kendisini bekleyen üç temel ödevin üstesinden gelmek durumundadır. Sözkonusu ödevler onun için gerçeği oluşturur. İnsanın karşısına çıkan bütün sorular bu ödevler doğrultusundadır. İnsan her allahın günü kendisine kafa tutup meydan okuyan bu sorulara çözümler arayıp bulmak zorundadır sürekli. Bulduğu çözümler de yaşamın
Sayfa 9 - Say Yayınları-2004 basımıKitabı okuyor
Kendisine "Yaşamın anlamı nedir?" sorusunu yönelteceğimiz bir kişi belki bu soruya yanıt veremeyecektir. İnsanlar genel olarak bu soru üzerinde kafa yormaz, bu konuda çözüm üretmezler. Ama sorunun insan tarihinin geçmişi kadar eski olduğu, günümüzde de gençlerin -aynı zamanda yaşlıların- sık sık "Ama niçin bütün bunlar? Ne anlamı var sanki yaşamın?" diyerek isyan ettikleri yadsınamaz. Ne var ki, onların bu soruyu bir yenilgiye uğradıkları zaman sorduğunu rahatlıkla ileri sürebiliriz. Yaşam tekneleri yelken açmış güzel güzel yol aldığı, çetin sınavlardan geçmeleri gerekmediği sürece insanlar böyle bir soruyu sözcüklere döküp açığa vurmazlar.
Sayfa 7 - Say Yayınları-2004 basımıKitabı okuyor
645 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.