Kitabın ilk sayfalarında yine 'klasikler mağduru' olacağımı düşünüp bı önyargıya kapılmıştım fakat sayfalar ilerledikçe zaten sayfa sayısı bakımdan az olan bu kitap beni kendine çekti diyebilirim.
Rusya'nın adını telaffuz etmeye çalışsam dilimin dönmeyeceği bir vilayetinde doğmuş Antonla Konya'nın küçük bı mahallesinde ki Kâmile'nin aynı ikircikleri paylaşması "Gez Dünyayı Gör Konya'yı" cümlesinin tezahürü olamaz tabi ki :)
Bu olsa olsa.. İbrâhim a.s'ın başını göğe çevirmesi gibi arayışın,ikilemlerin fıtrattan olduğunu gözler önüne seriyor.
Hepimiz yaşadıklarımız karşısında, bulunduğumuz çevrenin de etkisiyle lisanen farklı da olsa çoğu zaman aynı ifrat ve tefritleri yaşıyoruz.
Yeryüzüne dair sayısız tanımlar/yargılar üretiyor, kendi varlığımızı konumlandırma çabası sürdürüyoruz.
Ve belki de işin en garip kısmı hiçbirine tamamen yanlış diyemediğimiz gibi yüzde yüz doğrudur da diyemiyoruz..Belki de bizi vâr kılan bu çeşitlilik.
Velhasıl kitapta yer alan konuşmalar bana bu yaşam çarpıntılarımızı hatırlattı.Bu çarpıntıyı sekinete tebdil eden bir etken olarak ise cümlesi cümlene denk gelen birini bulmak.
Kitapta yer alan iki karakteri kabz ve bast hâllerinin temsilcisi kabul ettim.Bi tarafta darlık ve sıkıntı bir tarafta refah ve genişlik,zıt gibi görünsede iletişimleri birbirine keyif veren, delilik yaftasi içinde iki akıllı...bizde bazen arıyoruz böyle cümlesi gönlümüze, kelimemiz kelimesine ahenk katacak bir konuşmanın içinde olmayı...
Sonra
Yolcu ve Burjuva kitabında ki tanımları buldum zihnimin dehlizinde...Ömer Faruk Dönmez de yolcuyu ve burjuvaya dair tanımlar yaparken ne tam asil bir yolcu ne de mücrim bir burjuva olduğumu kabul edememiştim.
Fakat kitapta ki sıkışmışlık, ötelere fırlatılmışlık, kalabalıklar içinde yalnızlık ve anlaşılmazlık hissiyle birlikte dünyada ki yanlışlara olan müdahale gücümüzün konuşulduğu kısımda şu cümle net bir duruşla benim için noktayı koydu #238896894
Yinede çoğu zaman "Mücadele etmemizin sebebi dünyayı değiştirmek için değil,
dünyanın bizi değiştirmesine izin vermemek" cümlesinde mi yoksa Nebevî bir ahlakı bürünüp cahiliye toplumundan asrı saadet inşa etmek,Yesrib'i Medine'ye çevirmek arasında gidip geliyorum.Sanıyorum bu ikilemler teneşire kadar devam edecek.
Dilerim,dünyada attığımız her adım ahiret ve sonsuzluk sermayesi olsun
bu cihanda ki yorgunluklar ebedi bir dinlenmeye, buradaki cefalar nice sefalara vesile olsun.Rabbim bizi sadece bu amaca gidecek "şeylerle" yorsun..
Sözü çok yorduk,ezcümle;
İçinde ki medcezilere kulak vermek isteyen,az sayfa ile küçük bı soluk almak isteyenlere tavsiyemizdir....diyeceğim ama zaten kitap hayli okunmuş.Okumayan bı' biz kalmıştık bizde okuduk :)
sloganik görünecek de olsa esas itibariyle kâfi gelecek bir cümleyle bitirelim;
Ne mutlu ahirete iman edene....
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202269,6bin okunma
Öncelikle ne güzel yazmışsın klavyene sağlık 😁 Kitabın başında bende bir tık ön yargı ile başlamıştım çünkü yabancı yazarları okumayı pek sevmiyorum ama sonu benimde hoşuma gitti kitabı okumama vesile olan, seçerken beni yormayan
Makbule ve sana teşekkür ederim. Bir kaç şey daha eklemek isterdim ama cumartesiye de bir kaç kelam kalsın. Ayrıca inceleme yazarken başka bir kitabı da eklemen sayesinde sırada bir de
Kitaba başlarken bende acaba sevebilecek miyim diye kendi kendime sormuştum. Kitabın daha başındayım fakat kitap hakkında bu kadar güzel inceleme yazan dostunuz olunca seveceğinizi anlıyorsunuz :) dilinize sağlık efenim
Ay dur nasıl şımardan cevap veriyorduk :) 🙃🫣
Çok teşekkür ederim sabırla okuduğun ve bu güzel yorumun için 🌼🤍
Ayrıca kitabı öneren de sen olduğun için burda güzel bir fikir demlenmişse senin vesilenle oldu