Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Zaman getikçe...
“Dünyaya alışan şiir yazamaz.” demişti. İsmet Özel… Gülüp geçmiştim o zaman. İsmet abiyi de severim de tercih etmezdim. Akademik metinlerde yoğrulup giderdim. Sanki o dönemde beynimi daha çok tatmin ediyormuşum da kafamdaki evliyalık o zaman vuku buluyor, o zaman tahripkâr oluyordu. Aradan yıllar geçti, zaman beni öyle bir noktaya getirdi ki. Ilk basımını yaptırdığım kitap çalışması şiir olarak peyda oldu. Anladım ki aşık olmak gerekiyomuş. Aynı zamanda kendi tezini de çürütüyormuş bu şairlik işi. İnsan birine aşık diye bir şeyler yazmaz. Kafasında birini uydurur, ona küser, onu sever, onunla barışır, onunla ayrılır, onunla yatar, onunla kalkar. Sanırım ben daha çok kafasının içinde yaşayan biriyim. Gerçek hayata dair tüm ümitlerini kaybetmiş, sevilmelerin, sevmelerin ve sevişmelerin ayaklar altına alındığı bu çağda sevdasını var olmayan bir hayale adamış biriyim. Kafamda birini uydurdum, onu arıyorum yüz yıldır. Düşünmem gereken çok konu var ama uyumak daha cazip geliyor. KAFKA, MILENA’ya yazdığı mektuplarından birinde; “Bazen içinde bulunduğunuz durumu anlatmak için kelimeler aciz kalır. Bazı durumlarda sadece acı çekilir.” Diyor. Bu böyledir. Kelimeler bazen bazı acıları anlatmaz. Bazen sadece susarsın ve acını yaşarsın. Cehennem ANLATAMAMAKTIR. Sürgün edildim doğduğum topraklardan işte bende. Gurbet alnıma yazıldı Gurbet. Ne amansız bir kelime.
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.