Yani kitap için ne diyebilirim, bilemedim. Bana göre iyi desem iyi değil. Kötü desem kötü değil. Çoğu okur kitabı çok fazla beğenmiş ama ben çokta beğenemedim. Yazarın hayal güçü çok renkli, kabul ediyorum fakat biraz fazla suni bence.
Ben okuduğum kitabın içinde bir gerçeklik isterim yada o tarz kitapları çok fazla seviyorum belki ondan çok yapay geldi konu, bilemedim.
Tavsiye eder miyim? Ederim ama kime?
Hayaller üzerine yazılmış, gerçeklikten uzak polisiye-gerilim sevenlere:)
Kitabın en sonunda şişe içinde gelen cinayetlerin deşifresi kitaptaki konunun büyüsünü daha da geriye düşürmüş bence. Gerek var mıydı böyle bir açıklamaya? Kitabın bende eksilere düşmesine sebepte bu bölüm oldu açıkçası.
Spoiler vermek istemiyorum ama şunu yazmadan geçemeyeceğim. Bir insan sırf çözülemeyeceğini düşündüğü bir dizi cinayetler işleyip sonra kendini de kanıtsız bir şekilde nasıl öldürdüğünü detaylı bir şekilde anlatan bir mektup yazıp, bir şişe içine tıkıştırıp denize atıyor. Denizci şişeyi buluyor ve polisler Asker Adasında’ki cinayetleri çözümlüyor -tabi okurlar da her şeyi öğreniyor burada-
Sevil Atasoy’un ‘Kanıt’ dizisinde bir repliği var ya o geldi aklıma: “kusursuz cinayet yoktur.”