Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

"Sultan Hamid tahta geçtiği zaman Avrupalılar Bosna Hersek memleketini ellerine geçirmek, Islahatın mutlaka iki ay içinde uygulanmasını sağlamak için baskılarda bulundular. Artık Osmanlı Devleti'nin başlı başına kendisini yönetmeye yetersiz kabul edilmesi gerektiğini ve bundan dolayı emri altına almak gerektiğini kesin bir şekilde açıkladılar! İşte o zaman, bir Paşa'nın başkanlığı altında üçü Hristiyan olmak üzere, on altı memur, on bir bilgin ve iki askerden oluşmuş heyet, Babıâli'de toplandı ve Kanun-i Esasi'yi, bu kitabı yazdı. Bu kitabın, milleti memnun etmek için milletin arzu ve gerçek ümitleri için olumlu, maddi bir yansıması görülmüş değildir. Bu kitap, düşmanlarımızı geçici olsun memnun etmek amacını gözetmiş bir kitaptır… Bu kitabın niteliğinin millet ile, egemenlik ile, milli irade ile hiç ilgisi yoktur. Efendiler, Sultan Hamid, bu kitaba dayanarak ve bu kitapta ortaya konulan hukuka dayanarak ve kitaba bakarak aldanan milletvekillerini dağıttı. Ve 33 sene bu milleti köle gibi kullandı! Sonunda 1908'de tekrar hürriyet ilanı istedik, meşrutiyet istedik, milli hâkimiyetimizin görülmesini istedik. Sultan Hamid, derhal bu kitabı gösterdi: Pekâlâ, bu kitabı mı istiyorsunuz! Amacınız bu kitap mıdır? Alınız verdim, dedi. Çok geçmeden 31 Mart Olayı çıktı… O zavallı milletvekillerinin Ayastefanos'ta, şurada burada kötülüklere uğramış bir halde çırpındıklarını kendi gözümle görmüş bir adamım. Sonunda içeriye girdik. Birçok kanlar akıttık, birçok insanları astık: İlle dedik, bu kitabı uygulayacaksınız. Derhal: Pekâlâ uygulayalım cevabını aldık… Sultan Hamid'in tahttan indirilmesinin ardından Sultan Reşad tahta çıktı. Bu kitabın hükümleri geçerli oldukça memleket ve milletin üzerinde baskı ve mutlakiyetin devamlı olmasını engelleyecek hiçbir kuvvet yoktur. Bu kitabın kuvvetini, ya bir adam kullanabilir veya o adamı elinde kullanabilecekler kullanabilir… Merhum Sultan Reşad, bu kitabın verdiği baskı kuvvetini kullanamayacak huy ve yaratılışta olduğundan bu kez de hükümet yönetimi aynı birkaç kişi tarafından biliyorsunuz, mutlakiyet yönetimi senelerce bu memleket ve millete uygulanmıştır. Sultan Reşad yerine şimdiki Sultan geldi. Şimdiki Sultan bu kitabın yetkisi içinde burada kendine verilmiş olan şahane hakları derhal kullanmakta kusur etmedi ve bunları kullanarak milletvekillerini kapı dışarı etti ve gönderdi. Ne oldu sonra Efendiler! Erzurum Kongresi oldu, Sivas Kongresi oldu ve bu kongrelerde toplanmış olan insan millet adına dedi ki: Hayır, biz milli hâkimiyetimizi isteriz, milli irademizi kullanacağız. Sarayın anlayışı şu yolda idi: Sahi mi söylüyorsunuz? Kabul ettik! Millet yine bu kitaba böyle bakarak, çocukların şekere bakıp aldandıkları gibi aldanarak vekillerini İstanbul'a gönderdi. Ne oldu Efendiler? Bu kitap bu memlekete, bu millete ve bu milletle yönetim hâkimiyetine ne dereceye kadar uymayı sağlar? Bu kitap, üstündeki unvan ile milleti senelerce aldatan ve aldattıkça yok olmanın çıkmaz yoluna gönderen bir kitaptan başka bir şey değildir. Bir paçavradır Efendiler. Bundan dolayı böyle bir kitabın böyle bir harabenin diriltilmesi için ince ince düşünecek, iyice işleyecek, içinizde değil, gerçek millet fertlerimiz içinde bile bir fert olmadığına ben vicdanen inanmışım!"
Sayfa 359 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
·
91 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.