Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Mustafa Kemal bütün bu noktalara rağmen, Rousseau'dan bazı konularda ayrılıyordu. Rousseau yasama organını "kalp" olarak görüyordu. Her şeyin yasama organına bağımlı olduğunu söylüyordu. Mustafa Kemal ise yürütmenin yasamanın üzerinde olduğunu düşünüyordu. Ona göre, her şey kanun yapmakla bitmiyordu. Aksine her şey o kanunları uygulamak ve uygulatmaktan ibaretti. Rousseau'nun düşüncelerini "ütopik" kılan en önemli nokta ise onun "doğrudan demokrasi"yi savunması ve istemesidir. Kanunlar birtakım kimseler tarafından hazırlansa bile, sonunda halkın kendisinin kabul etmediği her kanun hükümsüzdür ve kanun sayılamazdır. Kanunları hazırlayanlar halkın temsilcileri değil, fakat memurlarıdır, görevlileridir. Hiçbir şeye karar veremezler. Halk egemenliği teorisinde, yasama yetkisi halkın elindedir. Roussau'nun daha sonra kendisinin de kabul ettiği gibi "doğrudan demokrasi" ancak küçük devletlerde uygulanabilir.
Sayfa 372 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
·
77 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.