Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bugün yine birkaç gün sonra sağlam kafayla düşününce aslında bana ders olacak saçma bir şeye denk geldim yine açık hava tımarhane kılıklı doğma büyüme memleketim İstanbul'da. Mesele şu: Bu şehrin zengin yada orta gelirli - ki buna kıçına don almaya parası olmayan ama boş hava yapmak için yaşayanlarda dahil - insanının en saçma bir dünya malı için organik, halis muhlis gerizekalılaştığına bir kere daha ve defaatle şahit oldum. Bir gün Sakarya'ya gittim beynim o kadar uyuşmuş ki İstanbul'da Sakarya'ya gidince sanki anavatanımmış gibi rahatladım. Şimdi de bir bahane arıyorum yine gitmek için ama daha bahane kalmadı. Diplomayı verip bir daha mı alsam... Neyse geleyim saçma meseleye. İstanbul'un leş gibi havası mı dokunuyor yoksa bünyeye tesir mi etti o leş hava bilmem ama insanlar düşünmeye gelince beynini kullansa herhalde elektrik faturasına yansayacak zannediyor. Bir de yarın hükümet çıkıp dese "namus kelimesini kaldırıyorum. Namuslu olana ağır yaptırımlar olacak" diye, adamın ağzında laf soğumadan 4 mevsim çırılçıplak gezecek, hayat sürecek hem cinsiyetten, her yaştan ve her kafadan adam çıkar. Bu şehirde insanlar namus ve aklı israf olmasın diye lazımlık kullanıyorlar. Onu da beceremiyorlar.
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.