''Hayatın o kadar acı veren kötülükleri arasında bir aşk var diye ruhunun bütün özlemiyle ona sarılmışken ondan da böyle hakaret görmesi, onun da böyle uzaklaşması o kadar acı geliyordu ki emellerinin bu çöküşü içinde tekrar, 'Ah Eylül... Eylül... Hayatın mutluluğu bilmemekte, anlamamakta! Hâlbuki onu yaşayıp bilmemek mümkün değil.. Bir kere Eylül geldi mi, boşuna... Hiçbir umut...' inliyor ve önündeki hayatını uzun, renksiz, yorgun günlerle dolu görerek sabır ve tahammüle gücünün yetmeyeceğini zannediyordu.''