Sadece özgül tarihsel-toplumsal topluluklarca elde edilebilen her bilgi de aynı şekilde şüpheli kabul ediliyordu. Zira, dünya görüşleriyle ilgili öncüllerden tamamıyla arınmış bir bilgi istenmekteydi. Ancak, bu pür nicelikselleştirilebilir ve çözümlenebilir olanın, yalnızca belli dünya görüşleri aracılığıyla keşfedilebildiğini. dolayısıyla dünya görüşünün mutlaka bir hata kaynağı değil, daha ziyade, tam tersine, âdeta belli bilgi alanlarına ulaşmayı mümkün kılan bir mekanizma olduğunun farkına varılmamıştır.