Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

içindekiler ve sunuş
Postmodern
Postmodern
içindekiler ve sunuş ...... Postmodernlik "üstanlatılar" döneminin sonuna gelindiğini; insan, doğa ve Tanrı'ya dair evrensel bir tarih kurgusunun tehlikeli bir yanılsamadan ibaret olduğunu ve modernliğin adeta bir karabasan hâline gelerek kültür, sanat ve düşüncenin üzerine çöktüğünü savunuyor. Postmodernlik iktidar hırsının, hazlar emperyalizminin ve ilerleme abartısının da canına okumaya çalışıyor ve bunu alaycı ve ironik bir dille yapmaktan geri kalmıyor. Postmodernlik felsefi, sanatsal ve kültürel söylemin yeniden tanımlanması gerektiği konusunda oldukça ısrarlı görünüyor. Homojenlik yerine heterojenliği öneriyor ve farklılıkların özgürleştirici gücüne inanıyor. Diğer yandan, postmodern ürün, Eagleton'ın da vurguladığı üzere, sanatsal ve kültürel geleneğe de karşı ve metafizik ağırbaşlılığın altını oymaya çalışıyor. Postmodernliğe iyi bir modernlik eleştirisi olarak bakılabilir. Buradan yeni düşünsel imkânlar da doğabilir. Postmodernlik elbette bir sürecin ürünüdür ve postmodern durumun ya da söylemin güçlenmesinde kuşkusuz Popper, Kuhn ve Feyerabend'in pozitivist bilime ve epistemolojiye yönelttiği eleştiriler; Einstein, Heisenberg ve Schrödinger'in fizik alanında devrim niteliğindeki görüşleri; Nietzsche ve Kierkegaard'un Hegelyen totolojiye karşı çıkışı, Weber'in bürokratik akılcılık konusundaki tereddütleri, Dilthey'ın Kartezyen paradigmaya itirazları ve tarihselcilik konusundaki tezleri, Husserl'in fenomenolojisi, Foucault'nun bilgi ve iktidarın arkeolojisini yaparken kullandığı yöntem, Horkheimer ve Adorno'nun Aydınlanma eleştirileri doğrudan ya da dolaylı bir biçimde etkili olmuştur. Elinizdeki kitabın ana kaygısı modernliği kıyasıya eleştirmek ya da postmodernlik yanlısı olmak değil. Esas hedef, modernliğin bitişini kesin bir biçimde ilan edip postmodern dönemin kalıcı olduğunu vurgulamak da değil. Düşüncenin tarihsel seyrine uygun bir tavır değil çünkü bu. Böyle davranmak olsa olsa modern bir düşünceye yakışırdı. Bir şeyi tamamen kapatıp başka bir şeyin zaferini ilan etmenin kimseye bir şey kazandırmadığını tarih yeterince ispat etti. O hâlde şu soruyu soralım: Postmodern bir çağda, postmodern bir kültürde yaşadığımız gerçekten doğru mu? Modern üstanlatıların çöktüğü bir çağda mı yaşıyoruz? Sosyal hayata ya da sanata tamamıyla yön veren bir postmodern durumdan söz edilebilir mi? Felsefede, sanatta ve edebiyatta ortaya çıkan her türden farklılığa, yeniliğe ve eleştirel yaklaşıma "postmodern" etiketi yapıştırmak doğru mu? Postmodernlik bir modernlik karşıtlığı mı yoksa ondan büsbütün bir kopuş mu? Postmodernizm modernizmi tahkim ederek onu yeniliyor mu yoksa modernizmi yıkmaya mı çalışıyor? Postmodern durum kalıcı olacak mı yoksa aydınlar ve akademisyenler arasında moda hâline gelmiş olan gelip geçici bir trend mi? Tüm bunlara kitabı okuduktan sonra siz karar verin. ...
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.