Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ben de aynı soruyu sordum; 'hem evet, hem de hayır,' dedi. Dünyanın en güzel yerini değil ama gerçeği orada bulduğunu söyledi. Anlamış ki aslında hayalleri gerçekleşiyor ama o bunun farkına varmadığı için arayışına devam edi- yormuş. Dünün tahayyülü, bugünün gerçeğine dönüşünce kıymetini yitiriyormuş. Tahayyülünün, bugünün gerçeğinden daha makbul imiş gibi göründüğünü ve peşine düştüğü şeyin, gerçeğe dönüştüğü anda kendi kendini imha eden bir hayalden ibaret olduğunu keşfetmiş. İnsan, önündeki gerçeğe değil de kafasındaki resme sarılmayı yeğ tutar, o gerçek olduğunda da tutunacak başka bir hayal bulurmuş." Yaşlı adam derin bir nefes alıp devam etti. "Ona, neden o derenin kıyısında durduğunu sordum. Bana dedi ki 'şu akan su, benim öğretmenim oldu; ona bakınca kendimi, hayatı gördüm. Aslında ben de onun gibi akıp gidiyordum işte. Hiçbir an, bir öncekiyle aynı olmuyordu. Ben değişiyordum, dünya değişiyordu hayat değişiyordu; fakat ben bunu kabul edip hayatla birlikte akmak yerine, ha bire kafamdakini gerçekleştirmeye çalışıyordum. Doğru söylüyordu. Bana 'sen hiç, yatağını beğenmeyip, kendine başka bir yatak arayan dere gördün mü? diye sordu. Güldüm. İşte bunu şu dereye baka baka öğrendim. Bıkmadan usanmadan günlerce baktım ona. Olur ya, belki yanılıyorumdur, o da bir gün sıkılıp başka bir yere doğru akar diye... Ama ne su sıkılır yatağından, ne yatak sıkılır üstünden akan sudan; bilirler ki aralarındaki hiçbir buluşma bir öncekinin aynı değildir. Suyun bir damlası bir diğerinin aynısı değildir/dedi bana. Bu sözlerinden çok etkilenmiş, uzun uzun düşünmüştüm." Bu anıyı, ilk kez bir müşterisiyle paylaşıyordu yaşlı satıcı. Hatırlamak hoşuna gitti. Anılar, kendilerine ihtiyaç olunca nasıl da çıkıp geliyorlardı sizi yormadan. Fazladan söylemeye hacet bırakmıyorlardı.
Sayfa 175Kitabı okudu
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.