Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Annen hep maceracı bir ruhu sahipti, dedi babası, onu şaşırtarak. Burunu çektikten sonra, bir elini kaldırıp burnunu sildi. "O özelliği sana benziyordu. Pervasizdı. Hiçbir şeyden korkmazdı. Bana hep bataklıklarda gece görülen bir parıltıyı anımsatırdı, gittiği her yerde hir yıldız gibi parlayan, kasabada sürekli gezen, nefes almak için bile neredeyse hiç durmayan an bir kadındı. Festivallerde, durmadan dans ederdi... Kahkahaları hiç susmazdı. Babas nemli gizlerle Serildaya baktı ve bir an için Serilda babasının annesine olan aşkanın häla sürdüğünü gördü. Çok güzeldi. Koyu renk saçları vardı, senin gibi Gülümsediğinde gamzeleri çıkardı. On dişinde bir kırık vardı." Anılara dainca kendi kendine güldü. "Gençken ağaçları tırmandığıma da olmuştu. Korkusuzdu. Beni sevdiğini de biliyorum. Hiç şüphem olmadı. Ama..." Babasi yutkundu. "Sonsuza dek burada kalmak istemiyordu. Seyahat etmekten bahsederdi, Verene'i görmek istendi, o... Gemiyle okyanusu geçmek isterdi. Her yeri görmek isterdi. Dahası sanırım annen o hayatın bana göre olmadığını biliyordu. İkimiz de biliyorduk." Sandalyesine yaslandı, gözü alevlere daldı. "O dilekte hiç bulunmamalıydım. O çılgın, güzel kızla evlenmeyi ve onunla bir aile kurmayı istememeliydim. Birbirimize aşıktık ve ben o zamanlar onun da bunu isteyeceğini sanmıştım. Ama şimdi düşününce, onu buraya nasıl hapsettiğimi görebiliyorum." Dilek. Serildanın tüyleri diken diken oldu. Bu doğruydu. Sonsuz Dolunay, eski tanrı, yaralı canavar. Bunlar gerçekti. Gerçekten de lanetlenmişti
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.