Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Cami Bey de çok üzgün görünüyordu. Çok güzel, genç bir karısı, en büyüğü 15 yaşında, en küçüğü 9 aylık olmak üzere beş çocuğu vardı. Onları bir hafta geçindirecek kadar bile parası yoktu. Hemen o gün, bir dosttan borç almaya karar verdik. Başını iki elleri arasına alıp sıkışını hiç unutmam. Ben, Rıfkı Bey’i köşe başında buldum. Osmanbey’e kadar yürüdük. Zenci bir arabacının arabasına binmeye karar verdik. Fakat arabaya binerken iki üniformalı İngiliz polisi ile bir sivil memurun arabaya binenleri gözden geçirdiğine dikkat ettik. Arabanın önünde durarak konuştuk. Ben diyordum ki: — Ben, buraya bugün Efendi Hazretleri’ni görmeye geldim. O da cevap veriyordu: — Ben de inşaallah yakında kendilerini ziyarete gideceğim. Ben arabaya yalnız bindim. O, yerden alaturka bir temenna100 verip ayrıldı. Arabacıya beni Köprü’ye101 götürmesini söyledim. Her hâlde, Mahmure Abla’ya gidinceye kadar belki üç defa araba değiştirecektim. Zencinin garip bir surette bana baktığını ve Beyoğlu’nda lüzumundan fazla ağır gittiğini hissettim. Belki beni İngiliz polisine teslim edip etmeyeceğini düşünüyordu. İlân edilmiş olmamakla beraber, beni haber verenlere 500 veya 1000 İngiliz lirası verileceği söylentilerini duymuştum. Bu para, bu zavallı için oldukça mühim idi.
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.