"Anne..."
Melek'in ağlamaklı sesini duyduğunda arkasını dönen Ezel, onun paytak adımlarla kendisine yürümesini seyretti. Kızının
üstünde fırfırlı, sarı bir gecelik vardı ve her zaman gülücükler saçan dudakları bu kez aşağıya doğru kıvrılmıştı. Sevda'nın bir
kopyası olan çakır gözleri de yaşlarla dolmuştu. Annesinin resmine bakarken her an ağlayacakmış gibi duruyordu.
Melek eşofmanının paçalarına sarıldığında, Ezel eğilerek onu kucağına aldı.
"Baba, anne..."
Melek huysuzca Sevda' nın tablosunu işaret ettiğinde. Ezel uzanarak kızının
minik parmağını yakaladı ve dudaklarına
götürdü. Dolan gözleri ve acı dolu sesiyle, "Evet, kızım, dedi.
"Anne... "
::(((