Nasıl öldürürsünüz?. .
Göz!
Renk renk dünyaları, en yakın zerreyi, en uzak yıldızı gören göz. . .
Ona nasıl toprak doldurursun?
Kalb dediğimiz, bütün gücümüzü veren esrarlı tulumbayı nasıl kırar, parçalarsın?
Bunları yapmayı bırak bir tarafa; bunları yapmak imkânı var ya;
işte ya imkânı var diye nasıl döğünmez, yırtınmaz, etmezsin?. .
Gelin çocuklar,
kumar masasına dizilip hep beraber ağlayalım!. . .
Sebep mi istiyorsunuz?
Çok!. .
Gündüzün bitişinde gece, düzlüğün berisinde ayrılık, ekmeğin ucunda açlık var diye katıla katıla ağlayalım!. .
Çocuklar; bir gözyaşı evinden başka ne olabilir?
Ağlayanlardan olmak dururken, üstelik ağlatanlardan olmak revâ mi?