Nasıl bir zamanlar Kant; sağın doğa bilimlerinin varlığına, “bunlar ne şekilde gerçekleşebilir?” sorusunu ekleyerek modem epistemolojinin kuruculuğunu yapmışsa, en azından yönelimsel olarak daima tüm tarihsel-toplumsal özneyi ilgilendiren (gerçek) nitelikselin algılanmasına yönelen idrakin varlığına da, “bu ne şekilde gerçekleşir” sorusu, dahası: “bu türden bir epistemoloji bağlamında hakikat ne şekilde ve ne anlamda gerçekleşebilir?” problemi eklenmelidir.