Ben her kerameti Meclisten bekleyenlerdenim. Bir devreye yetiştik ki onda her iş meşrû olmalıdır. Millet işleri de ancak millî kararlara istinad etmekle, milletin hissiyat-ı umumiyesine tercüman olmakla hâsıldır. Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. O, esaret ve zillet kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve kendisine ‘Ey Millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin?’ diye sormak lâzımdır. Ben, milletin vereceği cevabı biliyorum... Bizim bildiğimiz hakikatler milletçe de tamamen malûm olunca, onun kararlar bahsinde de bizim gibi düşüneceği neden kabûl edilmemelidir? Ben, bilâkis milletin bu hususta daha salim, daha kat’i kararlar vereceğine kaniim.
·
82 görüntüleme
23 NİSAN;
Bugünün belki de anlaşılmayan ve acun tarihinde çok önemli olan bir noktası; biz Türkler tarihe yön vermiş, yönetim, ekonomi ve çağdaş bir yapının özgüvenle kurulmuş olduğu bir ülkeyiz. Tarihe baktığımızda; ya düzensiz güçlerle halk ayaklanmasıyla içten ya da askeri güç kullanılarak kurulan ülkeler görürüz. Ancak, Türk Budunu, Türkiye Cumhuriyeti'ni elinde avucunda maddi hiçbir gücü yokken, Ulusu'na güvenerek, Ulu bir Önder’in arkasında birleşerek; önce Kengeş'ini kurdu ve bu Kengeş kararlarıyla ordusunu oluşturdu. Bu Ulus, yedisinden yetmişine ve kadınından erkeğine kurduğu ordusunu giyindirdi, besledi ve savaş için gerekli tüm gereksinimlerini yokluk içinde var ederek, TÜRK-İYE’yi kurdu ve Türk Ulusu bu kutlu günü “GELECEĞİN BÜYÜKLERİNE” armağan etti. 23 Nisan aslında budur, 23 Nisan özünde “GEÇMİŞLE GELECEĞİN BAĞLANDIĞI” gündür.
Nice umutlu, şen, erinç ve gönenç 23 Nisanlar bizlerle olsun.
“NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!”
Akan ŞAHİN
22 Nisan 2020
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.