Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hırvatlar ve Sırplar aynı dili konuşur ve dilin adı Sırp-Hırvatçadır. Farklılıklar Hırvatların Katolik kilisesi ve Latin uygarlığına, Sırpların Ortodoks kilisesi ve Bizans uygarlığı çevresine girmiş olmalarından ileri gelir. Bu nedenle aynı dili birinciler Latin harfleriyle, ikinciler Kiril alfabesiyle yazarlar. Tarihi gelişimde Hırvat kralliğı önce Macaristan’ın ve Avusturya'nın egemenlik alanında kalmışken, Sırplar 15. yüzyıldan itibaren Osmanlı egemenliğine girmişlerdir. Karadağlılar (Montenegro-Çrno Gora) Osmanlı fütuhatına kadar Sırp Çarlığı’na bağlı Sırp kabilelerinden iken, Osmanlılardan sonra sadece haraçgüzar ve Osmanlı kontrolünde olarak yaşadılar. Sarp ve fakir bir ülke olan Karadağ’da Osmanlıların doğrudan egemenlik kurmakta bir çıkarı yoktu. 16. yüzyılda Çetine'de oturan piskopos, vladika unvanıyla ülkeyi yönetti. Bunların içinde Danilo Petroviç’in soyu vladikalığı irsi olarak devam ettirdi. 1799'dan sonra Karadağ hukuken değilse de fiilen bağımsız bir prenslik halinde yaşadı. Sırp isyanından beri Karadağlılar, bölgede Osmanlı devletine karşı her harekete katılmışlardır. Bosna-Hersek ise 12. yüzyıldan II. Mehmed'in fethine kadar bağımsız bir krallıktı. Bosna'da kilise hiyerarşisine karşı bir mezhep olan Bogomilizm, daha doğrusu ona benzer bir mezhep yaygınlaşmıştı. Bu nedenle Osmanlı fethinden sonra halkın önemli bir kısmının Müslümanlığa dönüşünü kolaylaştırdı. Eski beylerin statüsü ve toprakları ellerinde kaldı. Bosna'da yerel beylerin nüfuzu 17. yüzyıldan sonra artmış, fakat II. Mahmud devrinde kırılmıştı. Bundan sonra Hıristiyan ahalinin de Sırplar ve Hırvatlarla beraber hareket ettikleri görülür. Olaylar hızla 1831 ve 1875 Bosna isyanına doğru gelişmistir.
·
183 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.