Tam biz içeri girdiğimiz sırada, kömür karası gibi yanmış koyun kürek kemikleri taşıyan bir hizmetçiyle karşılaştık. Bunun ne anlama gelebileceğini bir türlü kestirememiştim. Sonradan bunu öğrenmek istediğimde anladım ki Möngke, bu kemiklere sormadan dünyada hiçbir işe girişmezmiş. Bu nedenle bu kemiklere sorulmadan, yurduna girmesi için kimseye izin vermezmiş. Bu soruşturma aşağıdaki gibi cereyan eder: Bir şeyler yapmayı amaç edindi mi, üç tane yanmamış kemik getirtir. Onları elinde sıkıca tuttukça, amaçladığı şeyi yapıp yapmamayı düşünür. Sonra kemikleri yakmak üzere hizmetçiye verir. Yurdunun yanında bu kemiklerin yanması için iki küçük yurt daha vardır. Bunlar bütün hizmetkârları tarafından günlük olarak büyük bir dikkatle kontrol edilir. Az kömürleşirseler, geri getirilirler. Kendisi bizzat kemiklerin ateşin ısısıyla bir süre sonra gerçekten mi yarılmış olduklarını kontrol eder. Böyle ise ona teşebbüsün yolu açıktır. Eğer kemikler enine patlamış ve yuvarlak kıymıklar halinde parçalanmışlarsa hiçbir şeye teşebbüs etmez. Yüksek ısıda kemikler kendiliğinden parçalanır veya en azından üzerini örten tabaka parçalanır. Eğer üç kemikten sadece biri bile doğrudan yarılırsa Han planını tatbik eder..
Sayfa 129 - Kronik KitapKitabı okudu
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.