Mustafa Kemal Paşa (...) hiçbir şeye körü körüne inanmazdı. Herhangi bir ülküye tamamen bağlanmış olanları kullanmayı da iyi bilirdi).
Bundan başka da samimî olmayan gösterişler veya inançlarla çok iyi alay etmesini bilirdi. Her hâlde, bu bir paradokslu durumdu. Kendisi gayesine varabilmek için sıra ile birbirine tamamen zıt görünen herhangi bir ülküyü ele alırdı. Hulâsa, varmak istediği neticeden kendisini alıkoyabilecek hiçbir hisse tâbi olmazdı.