“Seni seviyordum, diye düşünüyordu Antal, seni hiç eleştirmeden, bir daha asla sevemeyecek, sevmek istemeyecek kadar sevdim. Ben sana aittim, ama sen benim değildin; kollarımın arasındayken bile benden uzaktın. Bazı geceler seni sarsarak uyandırıp parolayı zorla ağzından almak, sana kavuşmak için nereye gitmem gerektiğini nihayet söyletmek gelirdi içimden. Senin bir bencilden başka bir şey olmadığını, kendini ancak işini aksatmayacak ölçüde verdiğini anladığımda umutsuzluğumun olanca gücüyle hıçkıra hıçkıra ağladım. Ama sen hıçkırıklarımı duymadın; duymuş olsaydın bile bunun bir düş olduğunu sanırdın.”