Milli hedefleri olan kimse için İslamiyet vazgeçilmez bir dinamik, emperyalist için sömürülmeye elverişli topraklar, sosyalist için transformasyona uğratılması gereken insani değerler olarak anlaşılabilir. Bunların hepsi islam'a tarih ve zaman içinde bir yer yakıştırmak heveslerinin hirer ürünü. Bu yer onların İslam'ı bir malzeme olarak (müspet veya menfi ) kullanmalarına elverişli görünüyor. Oysa İslami mücâhedeyi bir farz olarak yüklenmiş olan Müslüman, İslam'a tarihi veya coğrafi bir yer biçmenin İslam'ı bir amaç değil, bir araç durumuna getirmenin bir yolu olduğunu bilir.