Bugün yine sadece söylüyoruxz: Cetait la guerre - ne savaştı diyoruz. Artık bundan fazla bir şey söylemiyoruz bugün, çünkü savaşın bir tek saniyesini, yalnızca bir tek saniyesini dile getirecek sözcükler yoktur elimizde, ve sadece diyoruz ki: Doğru, Allah için öyleydi. Çünkü başka her şey savaş karşısında bir gevezeliktir sadece. çünkü hiçbir sözcük, hiçbir şiir ve hiçbir vezin yoktur onun için ve ona dayanacak, onun zincifrekırmızısı kükreyişinden dağılıp dökülmeyecek hiçbir şiir ve hiçbir oyun ve hiçbir psikolojik roman yoktur. Ve demir aldığımızda, o ülkeye, savaş denilen
o karanlık ülkeye dümen kırdığımızda neşesinden gıcır gıcır ötüyordu rıhtım duvarları, ne şarkı söylemiştik ya, biz erkekler, oh işte öylesine gönüllüydük ve işte öylesine şarkılar söylemiştik biz sığır vagonlarında. Ve marş müzikli istasyonlarda savaş denilen o karanlık, karanlık ülkeye düğün bayramlarla uğurlanmıştık. Ve derken kavuşmuştuk savaşa. Derken savaş karşımıza çıkmıştı. Ve daha ne mene şey olduğunu kavrayamadan da sona ermişti. Arada işte yaşamımız duruyor. On bin yıllık bir yaşam. Ve savaş sona erdi artık ve bizler yitik gemilerin çürümüş tahtalarında gece vakitleri gizlice bir kusmuk gibi o iğrenç barış ülkesinin sahillerine kusuluyoruz. Ve kimse artık tanıyamaz bizi, biz yirmilik pinponları, işte öylesine gümbürtüler çökertti bizleri. Bizi hala varsa bir tanıyan çıksın? Hani nerede bizi hala tanıyacak olanlar? Babalar yüzlerinin derinliklerinde saklıyorlar kendilerini ve anneler, yedi bin beş yüz seksen dört kez katledilen anneler, bizim yabancılaşmış kalplerimizin acıları önünde çaresizlikten boğuluyorlar. Ve nişanlılar korku terlerince tenlerimizden dışarı uğrayan felaket kokusunu geceleyin biz kollarındayken dehşetle duyumsuyor ve umutsuz öpüşlerimizden yalnızsı metal tadını seziyorlar ve öldürülen kardeşlerinin kanlarından kalkan badem ezmesi tatlılığındaki buğuları saçlarımızdan taş kesilmiş soluyor ve bizim acı sevecenliklerimizi akılları almıyor bir türlü. Çünkü biz bu sevecenliklerle dertlerimizi dizginlemeye çalışıyoruz, çünkü her gece boğazlıyoruz onları, ta ki biri çıkıp bizi kurtarsın. Biri kurtarsın. Ama kimseler tanımıyor bizleri.