Martin Eden.. Sentsiz kaldığında çamaşırhanelerde kolalık yapan , geçen her bir dakikanın kaybedilecek zaman olduğunu düşünen ve varını yoğunu yazdığı paragraflara , dizelere adayan adam.. Herkesin aksine kendi yolunda ilerlemek isteyen ; kitaplarının , ruhunun , sözcüklerin bir ruh ; kitapların ise beden olduğuna inanan güçlü denizci.. O bir überman -üstinsan- Beklenilenin aksine hayatta kendi felsefesini , kendi doğrusunu bulmaya ant içmiş , önüne gelen bütün engelleri aşmıştır.. Niezchte’nin felsefesinden kendine pay biçen Eden hayatını o yönde şekillendirmiş ama aynı zamanda Ruth’a olan kara sevdası bu yönün tam tersinde ilerlemiştir.. Herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum aynı zamanda acıklı da bir kitap..