Gönderi

Canım zaman
Kanatları kırılmış ürkek bir kuştum. Ordan oraya savruldum. Serseri bir rüzgar attı beni ordan oraya, bir yaprak gibi önce kopup dalımdan, unutup hangi ağaca ait olduğumu, semaya bıraktım kendimi. Gökyüzünde kalırım sandım hep, uçmak güzeldi, rüzgar bazen sert esse de yerde olmamak, bir ağaçta asılı kalmamak iyi hissettirdi. Sonra rüzgar dindi, beni kendimle bıraktı baş başa, düşüverdim yere... Ben hem kanatları kırık ürkek bir kuştum, hem sararıp solmuş ölü bir yaprak. Kimse alıp koymadı sevdiği bir romanın arasına. Kimse sarmadı yaralarımı. 'Zaman' geldi sonra, tuttu ellerimden yelkovan. Akrep okşadı başımı. Bir kitabın arasında yerim olmadı belki ama toprak beni aldı koynuna. Şefkat koydu avuçlarıma. Toprak, eritti beni ruhunda... Ben hem kanatları kırık ürkek bir kuş, hem de ölü bir yapraktım sararıp solmuş. Deli gibi ağlamak istedim, kesildi sesim soluğum. Acı acı öterken kuytu bir köşede, 'zaman' geldi. Yaralarımı sarmasa da, uçmaktan mahrum kalışımı kabullenmeyi öğretti. Ben, ne kalmak istedim ne gitmek, hem kalmak istedim hem gitmek. Ne kalabildim ne de gidebildim bu yüzden... pdr.kelebek banagozde
17 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.