Reddedilme. İnanılmama. Utanç. Çaresizlik. Acı. Çok derin acı. Anlaşılamama. Ümitsizlik. Anlaşılabileceğine dair bir ümit bulamama. Kendini nasıl ifade edersen et bunun karşı tarafa geçemeyeceğine dair o his. Yalnızlık.
Reddedilme. İnanılmama. Utanç. Çaresizlik. Acı. Çok derin acı. Anlaşılamama. Ümitsizlik. Anlaşılabileceğine dair bir ümit bulamama. Kendini nasıl ifade edersen et bunun karşı tarafa geçemeyeceğine dair o his. Yalnızlık. Kimsesizlik. İletişimsizlik. Dış dünyaya değil içe dönme. Dışarıda gidecek hiçbir yerin olmaması. Sana dost ola- bilmiş kimsenin kalmaması. İhanet. Arkandan bıçaklan- ma. Kandırılma. Seni avucunun içine almış, parmağın- da oynatmış yarım akıllı birinin kötü niyetinden yıllarca şüphe etmemiş olma. Seni sömürmesine, kullanmasına izin verdiğin için kendine kızma. "Nasıl bu kadar aptal olabildim? Beni bu kadar aptal yerine koymasına nasıl müsaade ettim bunca zaman?" deme. Ümitsizlik. Ümit- sizlik. Yine ümitsizlik. Bunlardı arkasındaki hisler. Ken- dilerine fiziksel şiddet uygulayan insanların bunu ilgi çekmek, acılarını göstermek için yaptığı doğru değildi. Tersine, iletişim ümidini kaybetmenin getirdiği bir şey- di bu istek. Acıyı ne olursa olsun ifade edemeyeceğine inanmanın
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.