"İmkansız gibi gözükse de bilim insanları hayvanların zaman algısını ölçmenin de yolunu bulmuşlar Devin. Ne kadar mükemmel değil mi! Bunun için flicker füzyon frekansı dedikleri bir yöntem uyguluyorlar. Mesela sana belirli bir hızda yanıp sönen bir ışık gösterirsem beynin ışıktaki bu titreşimi algılar. Yanıp sönmenin hızını yani frekansı arttırdığımda ışık bu sefer daha hızlı yanıp sönmeye başlayacaktır. Frekanstaki artışı bir noktayı getirdiğimde çok ilginç bir durum oluşur. Işık hâlâ çok hızlı bir şekilde yanıp sönüyor olmasına rağmen beynin onu sürekli yanıyormuş gibi algılar. İşte bu kritik eşik değere flicker füzyon frekansı denir ve bu değer canlılar arasında farklılık göstermekte.
Mesela insan için bu frekans 60 hz'dir. Peki bu ne demek? Eğer bir ışık bir saniye içinde 20 ya da 30 kere yanıp dönerse sen bunu titreşim olarak rahatlıkla görebilirsin. Ama o ışık saniyede 60 kere yanıp sönmeye başladığında artık insan beyni bu ışığı sürekli yanıyormuş gibi görür. Tam o sırada senin baktığın ışığa bir köpek baksa ışıktaki yanıp sönmeyi çok net fark eder çünkü köpekler için bu frekans 80 hz'dir. Tekrar zaman algısına dönecek olursak flicker füzyon frekans değeri ne kadar yüksek olursa bu durum birim zamanda o kadar çok duysal bilginin işlenebileceğini gösterir. Bilginin işlenme hızının artması demek, algılanan zamanın yavaşlaması demektir. Yani deyim yerindeyse frekansı yüksek olan bu canlılar bize göre daha ağır çekim bir zamanda yaşamaktadırlar.
İşte tam bu noktada sorumuz bir cevaba ulaşıyor Devin. Senin frekansın 60 hz iken sineğin frekansı 250 hz'dir. Yani elinde rulo yaptığın gazete kağıdı ile bir sineği öldürmek bu farklı nedeniyle bu kadar zor. Çünkü senin büyük bir hızla salladığın gazeteyi o sinek, Matrix filminde kurşunların kendisine gelişini ağır çekimde gören Neo gibi görür ve alacağı darbeden kolayca kurtulur."
Sayfa 293Kitabı okudu
·
1 artı 1'leme
·29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.