Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

48 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yaşarken unutulan narsist kişiliğin ölümüyle kalıcı olma telaşı.
Madame de Prie'nin devlet işlerinden el çektirilip kral tarafından Paris'ten Normandiya'ya sürüldükten sonra yaşadığı yalnızlığın şahane yansıtıldığı kısa öykü. İnsan psikolojisini bu kadar başarılı yansıtan yazarların başında olduğunu belirttiğim kaçıncı incelemem hatırlamıyorum. Kitabımız aslında günümüz toplumunu da çok gerçekçi bir şekilde yansıtıyor. Sosyal medyanın bu kadar aktif kullanıldığı günümüzde insanların ilgisini çekebilmek adına yapılan şarlatanlıkları ve aldığı beğenilerle kendini yüksek zümreden sayan fenomenleri Madame de Prie karakterinin eski şatafatlı günlerinin bir yansıması olarak görebiliriz. Sonları da yüksek ihtimal yine bu karakterimiz gibi olacak. Kitabın özünü oluşturan 'İnsan aslında sosyal bir hayvandır.' aforizmasını her cümlede hissediyorsunuz. Paris'in ışıltılı hayatında herkes tarafından büyük saygı gören, kendinden alt kademede insanların dalkavukluklarıyla egosunu besleyen ana karakterimiz, kötü yönetimi yüzünden kral tarafından Normandiya'ya sürülür ve ilk günlerde gururunu ön plana alarak mutlu gözükmeye ve kralın bir gün hatasını anlayıp kendisini affedeceğine inanarak yaşamını sürdürür. Yakın dostuyla kendisine iletilen mektuplarla günden güne eski şaşalı günlerine geri döneceğine inancını yitiren Madame de Prie, mektuplardaki üslubunu yumuşatmaya başlasa da artık hiçbir şey fayde etmez. Burjuvazinin özünü yansıtan karakterimiz sosyal yaşamından kopartılınca yalnızlığın pençesine düşer ve bunun artık yeni yaşamı olacağını kabullenir. Normandiya'nın papazıyla tanışır ve papazın işe ihtiyacı olan yoksul yeğenini, eski parlak günlerindeki özleminin kurbanı yapar. Uzun zaman sonra kendisine el pençe divan duran birine denk gelince bu genci kıskacı altına alarak egosunu besler fakat çocuk gençliğinin ve yoksulluğunun verdiği görmemişlikle kibre kapılarak Prie'yı kısa süre içinde, istediğine ulaşmanın verdiği büyüklükle ezmeye başlar ve aşağılandığı günlerin hıncını alma arzusuyla şiddete bile başvurur. Sınıf farklılığı bu bölümlerde çok çarpıcı ve farklı işlenmiştir. Saray hayatından kopartılması üstünden uzun zaman geçmiştir fakat karakterimiz alışık olduğu yaşamın özlemini hâlâ içinde yaşamaktadır. Yaşamının etkisinin silindiğini hissetmeye başlamasıyla ölümünü kalıcı hâle getirmenin planlarını yapmaya başlar. Tüm servetini partiler düzenlemek ve insanları tekrar yanına toplamak için dökmeye başlar fakat hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. İnsanların ilgisi bir noktaya kadar kendisindedir sonra herkes birbiriyle ilgilenmeye başlayarak onu yok sayarlar. Ölümünü unutulmaz hâle getirmek için genç bir şaire sipariş ettiği oyununu sahneler fakat öldüğü zaman çok kısa süre fısıltılar arasında yer alır ve tarihin tozlu sayfalarında iki satır dışında yer edemez.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,3bin okunma
·
235 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.