❍ Bir defasında dürüst bir genç Allah'ın Elçisi'nden olmadık bir şey istedi. İki Cihan Güneşi Efendimiz ona kızmadı. Kendisiyle sakin sakin konuşarak onu ikna etti. Bu ilginç olay şöyle meydana geldi:
Bekârlık, bir delikanlıyı oldukça bunaltmıştı. Resûl-i Ekrem ﷺ in yanı na geldi ve ihtiyacını açıkça söyledi:
"Ey Allah'ın elçisi! Zina etmeme izin ver!" dedi.
Orada bulunan sahâbîler o genci:
"Sus! Sus!" diye azarladılar. Resûl-i Ekrem Efendimiz onları sükûnete davet etti; delikanlıyı da:
"Hele şöyle gel!" diye yanına çağırdı. Delikanlı yanına gelip oturunca, Fahr-i Âlem Efendimiz ona sorular sormaya başladı:
" Söyle bakalım. Bir başkasının, senin annenle zina etmesine razı olur musun?"
Böyle bir şey nasıl kabul edilirdi! Delikanlı hemen itiraz etti:
"Canım sana feda olsun; hayır, böyle bir şeye razı olmam."
"Zaten hiç kimse annesiyle zina edilmesine razı olmaz. Peki, kızınla zina edilmesini ister misin?"
"Uğrunda öleyim yâ Resûlellah! Hayır, istemem."
"Elbette hiç kimse kızıyla zina edilmesini İstemez. Bir başkasının, senin kız kardeşinle zina etmesini ister misin?"
"Yoluna feda olayım, hayır, istemem."
"Hiç kimse kız kardeşiyle zina edilmesini istemez. Peki, halanla zina edilmesine gönlün razı olur mu?"
"Canım sana feda olsun, hayır, kesinlikle razı olmam."
"Halasıyla zina edilmesine hiç kimse razı olmaz. Peki, birinin teyzenle zina etmesini kabul eder misin?"
"Uğrunda öleyim Yâ Resûlallah! Hayır, bunu da kabul edemem."
"Teyzesiyle zina edilmesini kimse kabul etmez."
Bu uzun konuşmadan sonra Resûl-i Ekrern Efendimiz elini delikanlının omuzuna koydu ve:
" Allahım ! Bu gencin günahını bağışla ! Kalbini temizle ! İffetini koru !" diye dua etti.
Artık o günden sonra bu delikanlı öyle şeylerle ilgilenmedi.
Ahmed b. Hanbel, Müsried, V, 256-257, n. 22564; Elbânî, Silsiletü'l-ehâdîsi's sahîha, I , 712-713, nr. 370Kitabı okuyor