Gönderi

Bunu görünce yüreğim sızlıyor albay. Gördüklerimi söylemeden yapabilir miyim hiç? Yoksulum, validenizin yanında sığınıyorum. Belki başkaları size yaltaklandığım için susuyorum sanacaklar. Oysa hiçbir süt kuzusunun beni dalkavuğunuz yerine koymasına tahammül edemem. Belki demin, buraya girdiğim zaman, içtenliğimden ileri gelen açık sözlülüğümle biraz ileri gittim; hatta işi kabalığa kadar vardırmak zorunda kaldım. Ama beni bu duruma sokan siz oldunuz. Bana karşı pek fazla kibirlisiniz albay. Dışarıdan görenler beni köleniz, dalkavuğunuz sanacaklar. Tanımadığım şahıslara karşı beni küçültmekten zevk alıyorsunuz, halbuki sizin akrabanızım ben, duydunuz mu? Her bakımdan akrabanızım. Hatta belki sizde oturmakla lütfunuzdan faydalanmıyor, tersine ben size lütufta bulunuyorum. Beni küçültmeye çalışıyorlar; şu halde ben kendimi övmek zorundayım, bu gayet tabii hakkım... Buna karşı susamam, hem de derhal itiraz etmem gerekiyor. Bunun için kısaca ve açıkça söyleyeyim ki, siz müthiş kıskanç bir adamsınız. Mesela, bir kimse arkadaşça konuşmaya, kendi de farkında olmadan bilgisini, okumuşluğunu, ince zevkini ortaya koymaya başladı mı çekemiyor, dayanamıyorsunuz. "Dur, ben de bilgimle ince zevkimi göstereyim!..." diye hemen ortaya çıkıyorsunuz. Halbuki zevk namına neniz var? Kusuruma bakmayın albay, ama zarafete, sığırın etten anladığı kadar yabancısınız. Sözlerimin sert, kaba düştüğünü biliyorum. Bununla beraber hiç olmazsa, açık ve doğrudur. Böyle bir sözü dalkavuklarınızdan duyamazsınız albay. Bu bölüm bana Yeraltından Notlar kitabını anımsattı.
Sayfa 119 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
·
47 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.