Bu anlamda din, Luhmann'ın yaklaşımıyla, belirlenemeyenin toplumu maruz bıraktığı hayati problemleri ehlileştirerek, onların üstesinden gelmeye, dolayısıyla olumsal (contingent) durumları katlanabilir kılmaya girişen bir işlev görür (Luhmann, 1984: 1).