Sokrates'in "bilmeyiş" tavrından doğan sonuçlan tutarlı bir biçimde dile getirerek, araştırmanın her çeşidinin beyhude olduğunu belirtmişti. Çünkü, aradığım herhangi bir şeyi ya önceden biliyorumdur (bu durumda araştırmam gerekmez) ya da araştırdığım şey hakkında hiçbir şey bilmiyorumdur. Bu durumda ise, herhangi bir şey öğrenmem imkânsızdır. Çünkü, araştırmayı nasıl yapmam gerektiğini bilemem. Demek ki, bilimin değeri olmadığı gibi, başarıya ulaşma şansı da yoktur. Platon bu anlayışa karşı gelerek kendi "hatırlama" teorisini ileri sürüyor ve bilimin mümkün olduğunu söylüyordu. Çünkü Platon'a göre, her bilme, ruhun yeryüzüne gelmeden önceki hayatında doğrudan doğruya gördüğü nesneleri hatırlamasından başka bir şey değildir. Bu bilgi nesneleri İdelerdir ve bilimin yapması gereken iş, gerçek bilgiyi ortaya koyan bu hatıra imgelerini ruhun derinliklerinden çıkartmaktır. Diyalektik, bu ideleri bilinç alanına getirmemizi sağlayan bilimsel bir yöntemdir.