Müslüman cemaat muharebenin bazı sahnelerinde, bu di- nin hakikatine ve amelî sebeplere sarılmakta kusur ettikleri, bu ilk hakikatten gafil olup onu unuttukları ve şahsî tasarruf ve tasavvurlarına göz yumup Müslüman olarak yaşayabilme- leri için mutlaka muzaffer olmaları gerektiğini zannettikleri zaman, Allah da onları acı elemlerle, hezimetle yüz yüze ge- tiriverdi. Sonra da bu mağlubiyeti ilk sebebe bağladı:
"(Bedir'de) iki katını (düşmanınızın) başına getirdi- ğiniz bir musibet, (Uhud'da) kendi başınıza geldiği için mi <<Bu nasıl oluyor!» dediniz? De ki: O, kendi kusuru- nuzdandır. Şüphesiz Allah'ın her şeye gücü yeter." (Âl-i İmran, 165)