Annesi, duygulu, yüreği sevgi dolu bu güç -ki annesini hep bu sevgi gücüyle hatırlamıştı- Nekrasov'da şöyle bir önsezi doğurmuştu: Eğer yaşamında kutsal, aynı zamanda yazgısının en karanlık ve en uğursuz anlarında onu kurtarabilecek, ışık gibi, yol gösterici yıldız gibi yolunu aydınlatacak bir şeyler olacaksa, bunun hiç kuşkusuz yalnızca çilekeş annenin canı gibi sevdiği biricik varlığıyla, kimseler görmesin diye (kendi ifadesiydi bu) bir köşeye sokulup birbirlerine sarılırken döktükleri gözyaşları ve hıçkırıklarla edindiği çocukluk izlenimi olurdu..
İradesine ve hayatı boyunca peşini bırakmayan ruhunun kimi karanlık, karşı konulmaz eğinimine, öyle sanıyorum ki, sonraki yaşamında hükmedecek ve etkileyecek başka hiçbir bağ olamazdı. Ruhundaki karanlık atılımlar daha o sıralar kendini göstermişti.