Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

4. Bölüm, Sevginin Uygulanması
Mantıklı inanç yalnızca düşünce ve yargıda açıkça görülmez. İnsan ilişkileri çerçevesinde de inanç, özel bir arkadaşlıkta ya da sevgide kaçınılmaz bir niteliktir. Bir başka insana "inanmak", onun tutumundan, kişiliğinin özünün ve sevgisinin değişmezliğinden emin olmak demektir. Bunu söylerken, bir insan fikirlerini değiştiremez demek istemiyorum, ancak temel dürtüler aynı kalır. Örneğin yaşama ve insan onuruna verdiği değer onun bir parçasıdır, değişmez. Aynı anlamda kendimize de inancımız vardır. Tüm yaşamımız boyunca değişen koşullara, fikir ve duygulara rağmen içimizde aynı kalan bir ben'in, bir özün bilincindeyizdir. "Ben" kelimesinin de kendimize ilişkin tüm yarglarımızın da arkasındaki işte bu özdür. Eğer kendi varlığımızın kalıcılığına inancımızı yitirirsek, özümüz hakkındaki duygumuz sarsılır. Bunun sonucu olarak da öz duygumuz için başkalarıın onayına bağımlı kalırız. Ancak kendine inancı olan birinin başkalarına da inancı olur, çünkü o yarın da bugünkü gibi olacağını, neler düşünüp nasıl davranacağını bilir. Kişinin kendine inancı, söz verebilme becerisinin bir sonucudur ve dolayısıyla da Nietzsche'nin dediği gibi insan söz verebilme yetisine göre tanımlanabilir, inanç insanın varoluşunun bir koşuludur. Sevgiyle olan ilişkisi açısından bunun anlamı, kişinin kendi sevgisine olan inancı, başkalarında sevgi yaratabilme ve bu sevginin geçerliliğidir.
Sayfa 141
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.