Gönderi

Bu ve bu gibi zulümleri, inde'n-nas (halk katında) maruf (alışılmış hâl) ve haklı göstermek için nizamlar ve türlü itikatlar cari (kanunlar ve türlü inançlar yürürlükte) İdi. Noksanyet-i İnsaniyeden tevellüt eden (insanî kusurdan kaynaklanan) bu gibi zulümleri gök sahibine (Tanrı’ya), güneşe, kamere, ruh-i kebire (aya, en büyük ruha) ve bade Huda’ya (sonra Tanrı’ya) isnat ederler idi (dayandırırlardı). Güya İntizam-ı âlem (dünyanın düzeni) böyle icap ediyor imiş. Bir bay (zengin), beş fakir lâzım imiş. Halkın malı, canı, edebi, namusu; eli kılınçlı, beli oklu hükümdara ve her su boyunda yuva tutmuş eli tayaklı (sopalı) bey ve sipahiye (tımar sahibine, toprak ağasına), mahsus olduğu halklara daim (insanlara sürekli) telkin edilip Huda’nın muradı böyle olduğu, kâhinler tarafından göğe, yıldızlara bakılıp söylenmekte idi.(194)
Sayfa 194 - 2.BASIMKitabı okudu
·
25 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.