Milan Kundera’nın kendine has ironik dilini ve mizahi üslubunu çok seviyorum. En ağır ve acı meseleleri bile öyle ince dokunuşlarla anlatıyor ki okurken hem gülümsüyor hem de hüzünleniyorsunuz. Ve bol bol sorguluyorsunuz. Roman, kendisini arayıp sormayan sevgilisine sitemde bulunmak isteyen Ludvik’in bir şaka ile alt üst olan hikayesini anlatıyor. Sevgilisine gönderdiği mektupta yazdığı satırlar yüzünden başı derde giren Ludvik, yaptıklarının şaka olduğuna kimseyi ikna edemeyince, örgüt tarafından yargılanarak suçlu bulunuyor. Partiden ve üniversiteden atılıyor, içinde bulunduğu çevreden dışlanıyor. O dönemin Çekoslovakya’sı’nı ve komünist rejimi eleştiren yazar, siyasi ideolojilerin insanların hayatlarını ne kadar acımasızca şekillendirebileceği konusunda bizi düşünmeye sevk ediyor. Romanda en hoşuma giden şeylerden biri de çoklu anlatım tekniği oldu. Her kahraman yaşadıklarını kendi ağzından aktarınca, kendileriyle yakınlık kurmak, olayları onların bakış açısından algılayabilmek, davranışlarını anlamlandırmak kısacası onlarla bağ kurmak kolaylaşıyor. Aşk, intikam, ihanet, arkadaşlık gibi meselelere de değinen Şaka’yı herkese tavsiye ederim.

ŞakaMilan Kundera · Can Yayınları · 2018400 okunma

·

41 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

zeliha akgündüz